Başında f olan 5 harfli 155 kelime var. F harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde f harfi olan kelimeler listesine ya da sonu f harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında f bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FETHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üstün (II)
-
[isim]
Üstün (II)
- FORSA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde kürek çeken tutsak veya hükümlü kimse
-
[isim]
Gemilerde kürek çeken tutsak veya hükümlü kimse
- FASİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Açık ve düzgün (anlatış)
- "... sözleri daha fasih çıkarmak için hafif şapırtılarla oynayan kırmızı dudaklarına takılıyordu." (Peyami Safa)
-
Açık ve düzgün konuşma yeteneği olan
-
[sıfat]
Açık ve düzgün (anlatış)
- FASKA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Kundak çocuklarının beline, zıbının üzerinden sarılan geniş sargı
-
[isim]
Kundak çocuklarının beline, zıbının üzerinden sarılan geniş sargı
- FELAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kurtuluş, selamet, onma
- "Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felah." (Mehmet Akif Ersoy)
- "Kadın delifişeğin biri ise yine felah bulamazsın." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Kurtuluş, selamet, onma
- FIKIH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi, gereği gibi, iyice anlayıp bilme
-
İslam hukukunda din ve dünya işleri ile ilgili ana kaynaklardan yararlanarak konulmuş olan kuralların bütünü
-
[isim]
Bir şeyi, gereği gibi, iyice anlayıp bilme
- FIRÇA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir şeyin tozunu, kirini gidermekte veya bir şeye boya, cila sürmekte kullanılan, bir araya getirilerek bağlanmış kıl vb.nden yapılan araç
- "Yer yer kireç artıkları ve fırça çizgileri duruyor." (Refik Halit Karay)
- "Fırça gibi sert, gür saçları kırlaşıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Resim yapma sanatı ve biçimi
-
Çökmeyi engelleyen bağların oynamasını veya kaymasını önlemek için aralara yerleştirilen direk parçası
-
[isim]
Bir şeyin tozunu, kirini gidermekte veya bir şeye boya, cila sürmekte kullanılan, bir araya getirilerek bağlanmış kıl vb.nden yapılan araç
- FİSTO
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
Elde veya makinede işlenmiş süslü şerit
-
Dantele benzer süsleri olan bir tür kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
- "Fisto bluz."
-
[isim]
Elde veya makinede işlenmiş süslü şerit
- FORSE
- ...
- FİŞEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlara, atılmak için sürülen ve içinde barut bulunan bir kovan ile bu kovanın ucuna yerleştirilmiş mermiden oluşan cephane
- "Ben fişeklerin barutunu, tapasını koyayım, beybaba saçmasını..." (Aka Gündüz)
-
Donanma ve şenliklerde kullanılan çeşitli yanıcı veya patlayıcı maddeler
- "Kestane fişeği."
-
[isim]
Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlara, atılmak için sürülen ve içinde barut bulunan bir kovan ile bu kovanın ucuna yerleştirilmiş mermiden oluşan cephane
- FODUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Üstünlük taslayan, kibirlenen
-
[sıfat]
Üstünlük taslayan, kibirlenen
- FANYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir balık ağına eklenen iri gözlü ikinci ağ
-
[isim]
Bir balık ağına eklenen iri gözlü ikinci ağ
- FİRMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tüzel kişiliği olsun olmasın bir ekonomik etkinlik birimi
-
[isim]
Tüzel kişiliği olsun olmasın bir ekonomik etkinlik birimi
- FLÖRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dürtücü kılıç
-
Bu kılıç kullanılarak oynanan bir tür kılıç oyunu
-
[isim]
Dürtücü kılıç
- FALCI
-
-
[isim]
Fala bakmayı kendine geçim yolu yapan kimse
- "Falcılar, gelecekte olacakları bir bir bilir ve söyler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Fala bakmayı kendine geçim yolu yapan kimse
- FİLUM
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Canlıların bölümlenmesinde, dalların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
-
[isim]
Canlıların bölümlenmesinde, dalların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
- FİRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kaçma, kurtulma
- "Bu gidişe firar denilmez, kurtuluşa gidiyoruz." (Aka Gündüz)
-
Bir sanık, tutuklu veya hükümlünün gözcülerin elinden kurtulması
- "Bu ikinci firar teşebbüsünden sonra, kendim de pişman oldum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Kaçma, kurtulma
- FERLİ
-
-
[sıfat]
Parlak (göz, ışık)
-
[sıfat]
Parlak (göz, ışık)
- FEMUR
- ...
- FRİGO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dondurulmuş krema
-
Sevimsiz, soğuk kimse
-
[isim]
Dondurulmuş krema