İçinde tan olan 7 harfli 72 kelime var. İçerisinde TAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tan olan kelimeler listesine ya da Sonu tan ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ANT, TAN
2 Harfli Kelimeler
AN, AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ASİTANE
- ...
- TANIMLI
- ...
- UTANGAÇ
-
-
[sıfat]
Bir toplulukta güvenini yitiren, rahat konuşamayan ve rahat davranamayan, sıkılgan, mahcup
- "Ben yalnız uslu ve çekingen değil, aynı zamanda son derece utangacım da." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Bir toplulukta güvenini yitiren, rahat konuşamayan ve rahat davranamayan, sıkılgan, mahcup
- TANITIŞ
-
-
[isim]
Tanıtma işi veya biçimi
-
[isim]
Tanıtma işi veya biçimi
- ÖTANAZİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ölme hakkı
-
[isim]
Ölme hakkı
- TANRIÇA
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Çok tanrıcılıkta kadın tanrı, ilahe
-
[isim]
Çok tanrıcılıkta kadın tanrı, ilahe
- ATANMIŞ
-
-
[sıfat]
Atama ile işbaşına gelen
-
[sıfat]
Atama ile işbaşına gelen
- DONATAN
- ...
- TANJANT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Başka bir çizgiye, eğriye ve yüzeye dokunan fakat onu kesmeyen çizgi, eğri veya yüzey
-
[sıfat]
Bir şeye yalnız bir noktada değen
-
[isim]
Başka bir çizgiye, eğriye ve yüzeye dokunan fakat onu kesmeyen çizgi, eğri veya yüzey
- TANINIŞ
-
-
[isim]
Tanınma işi veya biçimi
-
[isim]
Tanınma işi veya biçimi
- MESTANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Sarhoş gibi, kendinden geçmişçesine
- "Bir de yağmur sesi var ki Sabahattin ona da âşıkane, mestane kulak kabartır." (Salâh Birsel)
-
[zarf]
Sarhoş gibi, kendinden geçmişçesine
- TANIKLI
- ...
- TANITIM
-
-
[isim]
Tanıtma işi, lansman
-
[isim]
Tanıtma işi, lansman
- ORTANCA
-
-
[sıfat]
Yaş bakımından üç kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan
- "Hayriye Hanım bu evin ortanca kızı, daha kız sanılacak kadar taze görünen güzel bir kadın..." (Memduh Şevket Esendal)
-
Büyüklük, irilik bakımından üç nesne arasında sondan veya baştan ikinci gelen
-
[sıfat]
Yaş bakımından üç kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan
- TANISIZ
-
-
[sıfat]
Tanısı olmayan
-
[sıfat]
Tanısı olmayan
- KOMUTAN
-
-
[isim]
Bir asker topluluğunun başı, kumandan, bey
- "Takım komutanı. Tümen komutanı. Ordu komutanı."
-
[isim]
Bir asker topluluğunun başı, kumandan, bey
- DOSTANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Dostça
- "Bu mağazaya girdiğimiz vakit güler yüzlü ve çok dostane kabul edildik." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Dostça
- ASİSTAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yardımcı
- "Doktorun asistanı. Teknisyenin asistanı."
-
Araştırma görevlisi
-
[isim]
Yardımcı
- DESTANİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Destansı
- "Selma Hanım onu seyrederken, âdeta destani bir rüyaya dalmış gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Destansı
- TANILMA
-
-
[isim]
Tanılmak işi
-
[isim]
Tanılmak işi