İçinde re olan 5 harfli 175 kelime var. İçerisinde RE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında re olan kelimeler listesine ya da Sonu re ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİREY
-
-
[isim]
Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert
-
Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri
-
Bir türün kapsamı içine giren somut varlık
-
İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert
-
Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert
-
[isim]
Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert
- ARENA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boğa güreşi, yarış, oyun vb. türlü gösteriler yapılan alan
-
Siyasi çekişmelerin geçtiği yer
-
[isim]
Boğa güreşi, yarış, oyun vb. türlü gösteriler yapılan alan
- ÜZERE
-
-
[zarf]
Amacıyla
- "Müzakere bitince üç dört gün sonra gene evde buluşmak üzere ayrıldılar." (Peyami Safa)
-
Şartıyla
- "Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsiniz."
-
Neredeyse
- "Bu yangın kalbimizde başlıyorsa yani ümitsiz bir aşka düşmek üzere olduğumuzu hissedersek ne yapalım?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[edat]
Gibi
- "Daha önce belirtildiği üzere."
-
[zarf]
Amacıyla
- STREÇ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[sıfat]
Esnek
-
[isim]
Çeşitli maddelerin havayla etkileşimini ortadan kaldırmak amacıyla sarıldığı şeffaf paketleme malzemesi
-
[sıfat]
Esnek
- KÜKRE
-
-
[sıfat]
Öfke veya cinsel istek yüzünden saldırıcı bir durum alan (hayvan)
-
[sıfat]
Öfke veya cinsel istek yüzünden saldırıcı bir durum alan (hayvan)
- REŞME
-
-
[isim]
Hayvanın başlığı, yuları ve gemi
-
[isim]
Hayvanın başlığı, yuları ve gemi
- FİREZ
-
-
[isim]
Ekin
- "Ekine firez derler / Güzele beyaz derler." (Halk türküsü)
-
Biçilmiş tarlada kalan tahıl kökleri, anız
- "Frezleri, biçerdöverlerin oraya buraya fırlattığı sapları tepeleyerek geçtiler." (Yahya Kemal)
-
[isim]
Ekin
- KEKRE
-
-
[sıfat]
Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan
-
[sıfat]
Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan
- AREFE
-
-
[isim]
Bakınız arife
-
[isim]
Bakınız arife
- EMARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belirti, iz, ipucu
- "Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Belirti, iz, ipucu
- GEMRE
-
-
[isim]
Son turfanda yetişen, sert kabuklu, siyah bir çeşit üzüm
-
[isim]
Son turfanda yetişen, sert kabuklu, siyah bir çeşit üzüm
- KİTRE
-
-
[isim]
Gevenden çıkarılan bir tür zamk, kestere
-
[isim]
Gevenden çıkarılan bir tür zamk, kestere
- İMREN
-
-
[isim]
Görülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği, gıpta
-
[isim]
Görülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği, gıpta
- RENDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç
-
Üzerinde küçük delik ve kesici çıkıntıları bulunan, peynir, soğan, havuç vb.ni ufak parçalara ayırmak için kullanılan mutfak aleti
-
Bu aletle ufak parçalara ayrılmış şey
- "Peynir rendesi. Sabun rendesi."
-
[isim]
Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç
- REHİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tutu
- "Hâlbuki yalının rehinde olduğunu pekâlâ işitmiştim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Beş lira için ananın saatini rehine koyduğunu unuttun mu?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Tutu
- DEVRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dönem
- "Bu kadar uzun bir bekleyiş devresi, tatsız ara veriş yeter." (Aka Gündüz)
- "Devlet Bakanı borçların eritileceğini, dış borçlanma için bankaların ve özel sektörün devreye alınacağını kaydetti."
-
Çevrim
-
[isim]
Dönem
- KERES
-
-
[isim]
Büyük ve derin karavana
-
[isim]
Büyük ve derin karavana
- CEREN
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Ceylan
- "Dedim akça ceren çölde ne gezer ." (Karacaoğlan)
-
[isim]
Ceylan
- ÇEREZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Asıl yemekten sayılmayan, peynir, zeytin vb. yiyecekler
-
Yemek dışında yenilen yaş veya kuru yemiş vb. şeyler
- "Çorba, file, keklik, balık, biraz çerez, bir iki biradan sonra hesabımı sordum." (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Asıl yemekten sayılmayan, peynir, zeytin vb. yiyecekler
- MÜREN
- ...