İçinde le olan 4 harfli 53 kelime var. İçerisinde LE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında le olan kelimeler listesine ya da Sonu le ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- JALE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gece yağan ve yapraklara konan ince nem, çiğ, kırağı
-
[isim]
Gece yağan ve yapraklara konan ince nem, çiğ, kırağı
- LEÇE
-
-
[isim]
Taşlı tarla
-
[isim]
Taşlı tarla
- GELE
-
-
[isim]
Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar
- "Gele atmak."
-
[isim]
Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar
- VALE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İskambil kâğıtlarında oğlan, bacak
-
Otellerde görevli acemi ve genç eleman
-
[isim]
İskambil kâğıtlarında oğlan, bacak
- LENS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Gözün saydam tabakasının üzerine doğrudan uygulanan, görmeyi düzeltici mercek, kontak lens
-
Mercek
-
[isim]
Gözün saydam tabakasının üzerine doğrudan uygulanan, görmeyi düzeltici mercek, kontak lens
- ELEK
-
-
[isim]
Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan, tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb.nden oluşan araç
- "Evden bir elek getirilecek, eleğin kenarına bir sopa konup kaldırılacak." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan, tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb.nden oluşan araç
- JÖLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Meyve suyunun şekerle kaynatılmasıyla istenilen yoğunlukta elde edilmiş şekerleme
-
Et suyunun soğuduktan sonra gevşek ve esnek bir kıvam almış durumu
- "Tavuk jölesi. Dana jölesi."
-
Saçın düzgün bir biçimde uzun süre kalmasını sağlayan yağlı, parlak ve yapışkan madde
-
[isim]
Meyve suyunun şekerle kaynatılmasıyla istenilen yoğunlukta elde edilmiş şekerleme
- LENF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Damarlarda dolaşan kanla, doku ögeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı, ak kan, lenfa
-
[isim]
Damarlarda dolaşan kanla, doku ögeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı, ak kan, lenfa
- ŞULE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alev, yalım
- "Bütün ordunun kalbini Duatepe'den çıkan kurtuluş şulesi aydınlatmış." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Alev, yalım
- YELE
-
-
[isim]
At, aslan vb. hayvanların ensesinde veya boynunda bulunan uzun kıllar
- "O aslan yelesine benzer saçlar şimdi süt beyaz olmuş." (Haldun Taner)
-
Balıklarda sırt yüzgeci
-
[isim]
At, aslan vb. hayvanların ensesinde veya boynunda bulunan uzun kıllar
- KİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle tahıl ölçmede kullanılan belirli hacimdeki kap, ölçek
-
[isim]
Genellikle tahıl ölçmede kullanılan belirli hacimdeki kap, ölçek
- BİLE
-
-
[bağlaç]
Da, de, dahi
- "Bir damlası bile deniz hakkında bize ilmî bir fikir vermeye yetişir." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Birlikte
-
[zarf]
Üstelik
- "Konuşmadılar bile."
-
[bağlaç]
Da, de, dahi
- ALEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bayrak
- "Kara elmas sözü de taş kömürüne alem olmuştur." (Burhan Felek)
-
Minare, kubbe, sancak direği vb. yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lale biçiminde süs, ayça
-
[isim]
Bayrak
- FULE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Adım aralığı
- "Şimdi geniş fulelerle bayır aşağı koşarken, aferin be, hamlamamışız, diyordu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Adım aralığı
- MALE
- ...
- GALE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçerisinde kalıp yapılan üç tarafı kaplı, bir tarafı açık tepsi şeklinde dizgi aleti
-
[isim]
İçerisinde kalıp yapılan üç tarafı kaplı, bir tarafı açık tepsi şeklinde dizgi aleti
- ÖĞLE
-
-
[isim]
Gün ortası, öğlen
- "Ertesi gün öğleye kadar nasıl vakit geçireceğini bilemedi." (Peyami Safa)
-
Öğle ezanı
-
Öğle namazı
- "Öğleyi de kılar, sonra ağıla çıkarım." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Gün ortası, öğlen
- HİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika
- "Gayet basit bir hile ile, saflığından istifade ederek işi başardı." (Refik Halit Karay)
- "Yarışmaların eski tadı kalmadı Sabri Bey, binbir türlü hile yapıyorlar." (Atilla İlhan)
-
Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma
- "Bu sütte hile var."
-
[isim]
Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika
- LÜLE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bükülmüş, dürülmüş şey
- "Bir lüle kaymak."
-
Tütün çubuğu, pipo, nargile vb.nin ucuna takılan, tütün konulan yuva
- "Duman ocak gibi çıkmakta çünkü her lüleden." (Mehmet Akif Ersoy)
-
Su akan musluksuz boru
- "Lüleden akan su bollaşmıştı." (Abbas Sayar )
-
[isim]
Bükülmüş, dürülmüş şey
- FİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yün, pamuk vb. ipliklerden düğümlerle oluşmuş ağ
-
Alışverişte öteberi taşımak için kullanılan, ilmeklerden oluşan ağ torba
-
Saçların dağılmaması için kullanılan ağ biçiminde örgü
-
Ağ
-
[isim]
Yün, pamuk vb. ipliklerden düğümlerle oluşmuş ağ