İçinde lak olan 7 harfli 57 kelime var. İçerisinde LAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lak olan kelimeler listesine ya da Sonu lak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAL, LAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ŞAVALAK

  1. Aptal, alık, sersem, budala

TALAKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düzgün söz söyleme kolaylığı
    • "Sakin ve çekingen Ahmet Naci, umulmaz bir talakat ve hararetle uzun uzun söyledi." (Reşat Nuri Güntekin)

EMLAKÇI

  1. [isim] Emlak alıp satma işiyle geçinen kimse
  2. Emlak bürosu

BURTLAK

  1. [isim] Taşlık, çalılık yer

GIRTLAK

  1. [isim] Soluk borusunun üst bölümü, ümük, imik, hançere
    • "Gırtlak veremi midir nedir, çehresinde damla kan yok." (Sermet Muhtar Alus)
    • "İşrete düşkünlüğünü anlata anlata bitiremiyorlar, gırtlağına kadar borç içindeymiş." (Atilla İlhan)
  2. Yiyip içme
    • "Gırtlak derdi."
  3. Ses rengi, yapısı

AHLAKÇI

  1. [isim] Ahlak konularını inceleyen filozof veya bu konularla uğraşan kimse
    • "Ahlakçılar bu mahzurlarla cenkleşiyorlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Her şeyi ahlak açısından değerlendiren kimse, moralist

FELAKET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
    • "İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır." (Samiha Ayverdi)
  2. [sıfat] Çok kötü
    • "Felaket bir yazı."
  3. [sıfat] Şaşırtıcı, hayrete düşürücü
    • "Bu kız felaket."

YIRTLAK

  1. [sıfat] Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)

ANLAKLI

  1. [sıfat] Zeki

LAKERDA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Palamut, torik vb. balıklardan dilim dilim kesilerek yapılan salamura
    • "Aşçı kadın ömründe lakerda görmemiş." (Aka Gündüz)

OTLAKÇI

  1. [sıfat] Asalak
    • "Bizim rahmetli İlhami de otlakçı idi ama hiç olmazsa bir inceliği vardı, adamı eğlendirirdi." (Memduh Şevket Esendal)

KULAKÇI

  1. [isim] Kulak, burun, boğaz hekimi

IPISLAK

  1. [sıfat] Çok ıslak, her yanı ıslak
    • "Bütün bedeni terden suya batıp çıkmış gibi ıpıslak olmuştu." (Yahya Kemal)

AYLAKÇI

  1. [isim] Temelli işi olmayan işçi

LAKAYIT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İlgisiz, aldırmaz, umursamaz, kayıtsız
    • "Yüzündeki gülümseyiş geçti, yeniden lakayıt, uzak ve donmuş hâlini takındı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Onun gözyaşlarına lakayıt kalmak mecburiyetinde bulunuyorum." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [zarf] İlgisiz, aldırmaz, umursamaz, kayıtsız bir biçimde

KULAKLI

  1. [sıfat] Kulağı herhangi bir biçimde olan
    • "Küçük kulaklı."
  2. Kulağa benzer çıkıntısı olan
  3. [isim] Sapının ucunda kulak biçiminde iki geniş çatalı bulunan bir çeşit yatağan
  4. [isim] İki tarafında tutulacak yeri olan yayvan tencere, kazan

GOMALAK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Mobilya cilası ve zamk yapımında kullanılan, alkolde eriyen bir tür hayvansal reçine

LAKİNLİ
...
LAKAPLI

  1. [sıfat] Herhangi bir lakabı olan
  2. Lakap takılmış olan

İNFİLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güçlü bir biçimde patlama
    • "Bazen en ehemmiyetsiz bir kıvılcım en müthiş bir infilaka sebep olur." (Reşat Nuri Güntekin)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü