İçinde din olan 9 harfli 24 kelime var. İçerisinde DİN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında din olan kelimeler listesine ya da Sonu din ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DİN
2 Harfli Kelimeler
İD, İN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİNDAŞLIK
-
-
[isim]
Dindaş olma durumu
-
[isim]
Dindaş olma durumu
- KOORDİNAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belirli bir molekül içinde özel bir konuma sahip bir atoma bağlı olan atom veya atom grubu
-
Bir yüzey üzerinde veya uzayda bir noktanın yerini bulmaya yarayan ana çizgilerden yatay olanı, apsis
-
[isim]
Belirli bir molekül içinde özel bir konuma sahip bir atoma bağlı olan atom veya atom grubu
- DİNDİRMEK
-
-
[-i]
Dinmesini sağlamak
-
[-i]
Dinmesini sağlamak
- DİNEBİLME
-
-
[isim]
Dinebilmek işi
-
[isim]
Dinebilmek işi
- DİNSİZLİK
-
-
[isim]
Dinsiz olma durumu
- "Nasıldan, niçinden uzaktır davranışlarım; din de umurumda değil, dinsizlik de." (Turan Oflazoğlu)
-
[isim]
Dinsiz olma durumu
- DİNİVERME
- ...
- DİNGİNLİK
-
-
[isim]
Dingin olma durumu, durgunluk, sükûnet
- "Ortalık hızla ama insanı hoş tutan bir dinginlik, içini rahatlatan bir uysallıkla kararıyor." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Dingin olma durumu, durgunluk, sükûnet
- DİNLENMEK
-
-
[nsz]
Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek
- "Pervin biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı." (Peyami Safa)
-
Bazı yiyecek ve içecekleri, tadını arttırma, kolay pişmesini sağlama vb. sebeplerle bir süre bekletmek
-
[nsz]
Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek
- DİNLEYİCİ
-
-
[isim]
Söylenen veya çalınan bir şeyi dinleyen kimse
- "Belki hürmetlerini göstermek isteyen dinleyiciler ayağa kalkmak isteyeceklerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kayıtlı olmadığı hâlde derslere dışarıdan devam eden kimse
-
[isim]
Söylenen veya çalınan bir şeyi dinleyen kimse
- DİDİNİLME
- ...
- KENDİNDEN
-
-
[zarf]
Kendi aklından, kendi kendine
- "Biliyor da mı söylüyor yoksa kendinden mi uyduruyor?" (Memduh Şevket Esendal)
- "Gözlerini tezgâhın arkasındaki bir kapıya dikmiş ve kendinden geçmiş gibiydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Kendi aklından, kendi kendine
- DİNAMİTÇİ
-
-
[isim]
Dinamit üreten, satan veya patlatılma işinde çalışan kimse
-
[isim]
Dinamit üreten, satan veya patlatılma işinde çalışan kimse
- EDİNDİRME
- ...
- DİNGİLDEK
-
-
[sıfat]
Tabanı üzerinde hareketsiz duramayıp sallanan, oynak, dengesi bozuk
-
Yıpranmış
- "Sinir sistemleri dingildek olan bu titiz adamları domestik uğraşılar büsbütün hırçın yapar." (Haldun Taner)
-
Sözüne güvenilmez, kaypak
- "Baştan çıkarıcı telkinlerle kişiliği zaten oluşmamış, dingildek insanları kazanmak hiç de güç olmasa gerektir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Tabanı üzerinde hareketsiz duramayıp sallanan, oynak, dengesi bozuk
- DİNCELMEK
-
-
[nsz]
Dinçleşmek
-
[nsz]
Dinçleşmek
- DİNDİRTME
- ...
- DİNGİLSİZ
-
-
[sıfat]
Dingili olmayan
-
[sıfat]
Dingili olmayan
- DİNÇLENME
-
-
[isim]
Dinçlenmek durumu
-
[isim]
Dinçlenmek durumu
- DİNCELTME
-
-
[isim]
Dinceltmek işi
-
[isim]
Dinceltmek işi
- DİNGİLLİK
- ...