İçinde lak olan 8 harfli 45 kelime var. İçerisinde LAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lak olan kelimeler listesine ya da Sonu lak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LEYLAKLI
- ...
- ALAKASIZ
-
-
[sıfat]
İlgisiz
-
[sıfat]
İlgisiz
- IŞKIRLAK
-
-
[isim]
Karagöz'ün başlığı
- "Tuhaf bir sepete benzeyen ışkırlağı, kısa şalvarı, saltası, tokalı pabucu ile bu adam bildiğimiz Karagöz'dü." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Karagöz'ün başlığı
- FALAKALI
-
-
[sıfat]
Falakası olan
-
[sıfat]
Falakası olan
- AYLAKLIK
-
-
[isim]
Aylak olma durumu, işsizlik, avarelik
- "Çalışmaktan yorulunca böyle geçici aylaklıklarla dinleniyorum." (Haldun Taner)
-
[isim]
Aylak olma durumu, işsizlik, avarelik
- ISLAKLIK
-
-
[isim]
Islak olma durumu
- "lslaklık iliklerimize işler." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Islak olma durumu
- SULAKLIK
-
-
[isim]
Sulak olma durumu
-
[isim]
Sulak olma durumu
- MUTLAKÇI
-
-
[isim]
Saltçılık yanlısı olan kimse
-
[isim]
Saltçılık yanlısı olan kimse
- DANGALAK
-
-
Akılsız, düşüncesiz (kimse)
- "Bu dangalağın hiçbir şeyden haberi yoktu." (Ömer Seyfettin)
-
Akılsız, düşüncesiz (kimse)
- LAKRİMAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Gözyaşı kemiği bezesi
- "İçindeki trajedi barutunu lakrimal bezelerinde ıslatıyor." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Gözyaşı kemiği bezesi
- KULAKTAN
-
-
[zarf]
Sadece duyarak, dinleyerek
- "Fırat sultan bu okçu şehzadeye kulaktan âşık olmuş." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Sadece duyarak, dinleyerek
- DOLAKSIZ
-
-
[sıfat]
Dolağı olmayan, büzgüsü bulunmayan
- "Adamın sırtında yakasız bir mintanı, bacaklarında da dolaksız bir külot vardı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Dolağı olmayan, büzgüsü bulunmayan
- PARALAKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Farklı iki yerden çok uzaktaki bir noktaya yönelmiş iki doğru arasındaki açı
-
Dünyanın yarıçapını bir gezegenden veya dünya güneş uzaklığını bir yıldızdan gören açı
-
[isim]
Farklı iki yerden çok uzaktaki bir noktaya yönelmiş iki doğru arasındaki açı
- SULAKİYE
- ...
- ALAKADAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İlgili
-
[sıfat]
İlgili
- KELALAKA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[ünlem]
"İlgisi yok, ne ilgisi var" anlamlarında kullanılan bir söz
-
[ünlem]
"İlgisi yok, ne ilgisi var" anlamlarında kullanılan bir söz
- ÇAYLAKÇA
-
-
[sıfat]
Çaylağa yakışır
-
[zarf]
Çaylağa yakışır biçimde
-
[sıfat]
Çaylağa yakışır
- LAKÇILIK
-
-
[isim]
Lakçının işi
-
[isim]
Lakçının işi
- SALAKLIK
-
-
[isim]
Salak olma durumu veya salakça davranış
- "Böyle yerlerde bana bir salaklık gelir." (Burhan Felek)
-
[isim]
Salak olma durumu veya salakça davranış
- LAKLAMAK
-
-
[-i]
Laka veya vernik sürmek
-
[-i]
Laka veya vernik sürmek