İçinde F olan 4 harfli 148 kelime var. İçerisinde F harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında F harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu F harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FRER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yabancılara ait okullarda görevli papaz
- "Mektepte arkadaşlarına hükmeden frerlerden hiç korkmadı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yabancılara ait okullarda görevli papaz
- FAİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Üstün, yüksek
-
[sıfat]
Üstün, yüksek
- FERİ
- ...
- ESEF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzüntü, kaygı, tasa
- "Ötekilerin yüzünde, onunki gibi esefle karışmamış, bambaşka bir öfke vardı." (Tarık Buğra)
-
Acınma, üzülme
-
Yerinme
-
[isim]
Üzüntü, kaygı, tasa
- FLOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 9, atom ağırlığı 19, yoğunluğu 1,265 olan, kokusu ozonu andıran, yeşilimtırak sarı renkte, halojenler grubunun ilk elementi olan basit element (simgesi F)
-
[isim]
Atom numarası 9, atom ağırlığı 19, yoğunluğu 1,265 olan, kokusu ozonu andıran, yeşilimtırak sarı renkte, halojenler grubunun ilk elementi olan basit element (simgesi F)
- DEFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kez, kere
- "İlk defa bu fikir, bir fikir olmaktan çıktı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Kez, kere
- FİRE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Her tür ticari malda kuruma, dökülme, bozulma vb. sebeplerle eksilme, ağırlık yitimi
- "Sabun kuruyunca çok fire verir."
-
Bir iş yapılırken çıkan artık parça
-
[isim]
Her tür ticari malda kuruma, dökülme, bozulma vb. sebeplerle eksilme, ağırlık yitimi
- HARF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dildeki bir sesi gösteren ve alfabeyi oluşturan işaretlerden her biri
- "Türk alfabesinde yirmi dokuz harf vardır."
-
[isim]
Dildeki bir sesi gösteren ve alfabeyi oluşturan işaretlerden her biri
- ARİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok anlayışlı ve sezgili (kimse), varışlı
- "Anadolu'da arif derler, bir halk yetişmişi vardır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Çok anlayışlı ve sezgili (kimse), varışlı
- BLÖF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İskambil oyunlarında elindeki kâğıtları olduğundan başka gösterme davranışı
- "Pokerde blöf yakalama meraklısı idi." (Tarık Buğra)
- "Komplo tertip edenlerin, meclise ve efkârıumumiyeye karşı, ordu ile yapmak istedikleri blöf meydana çıkarıldı." (Atatürk)
-
Karşısında kişiyi yanıltarak veya yıldırarak bir işten caydırmak için söylenen asılsız söz veya takınılan aldatıcı tavır, kurusıkı
- "Bu, bana bir blöften ziyade bir şantaj gibi görünüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
İskambil oyunlarında elindeki kâğıtları olduğundan başka gösterme davranışı
- KUFİ
- ...
- İFNA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yok etme
-
Tüketme
-
[isim]
Yok etme
- FİNK
-
-
[isim]
"Hiçbir şeye aldırmadan gönlünce gezip eğlenmek" anlamına gelen fink atmak deyiminde geçen bir söz
- "Senin derdin İstanbullarda fink atmak, ben buna aracı olamam." (Adalet Ağaoğlu)
-
[isim]
"Hiçbir şeye aldırmadan gönlünce gezip eğlenmek" anlamına gelen fink atmak deyiminde geçen bir söz
- FAVA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bakla tanelerinin kabuğu soyulduktan sonra yapılan zeytinyağlı yemek
-
[isim]
Bakla tanelerinin kabuğu soyulduktan sonra yapılan zeytinyağlı yemek
- FEKE
- ...
- FRİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tavandan inerek sahnenin üst kısmını, sahne boyunca kaplayan kısa, dar perde
-
Eski Yunan ve Roma yapılarında taban kirişi ile çatı arasında kalan, üzeri boydan boya kabartmalarla süslü bölüm, efriz
-
[isim]
Tavandan inerek sahnenin üst kısmını, sahne boyunca kaplayan kısa, dar perde
- FLOŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Selülozdan yapılan, parlak, bükümsüz iplik
-
[isim]
Selülozdan yapılan, parlak, bükümsüz iplik
- FELÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnme
- "Babam kendisine felç geldiği zaman beni affetti ve çağırttı." (Peyami Safa)
- "Yağmur yüzünden trafik felce uğradı."
- "Sigara içmeyiz, nikotinin yarın bize yapabileceği fenalıkları düşünmek elimizi felce uğratır." (Peyami Safa)
-
[isim]
İnme
- SEFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma
- "Her şahsa kendi ismiyle sefa geldin derdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Şöyle bir iki parça, sağlam nevinden irat ve akar edinip efendi efendi yan gel, sefana bak." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Uzun yıllar cefasını çektiği Yokuş'un sefasını sürecekti artık." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Eğlence, zevk, neşe
- "Beni tam manasıyla mesut eden de asıl bu çeşit tatil sefalarıydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma
- SERF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Derebeylik toplum düzeninde toprakla birlikte alınıp satılan köle
-
[isim]
Derebeylik toplum düzeninde toprakla birlikte alınıp satılan köle