Başında e olan 4 harfli 142 kelime var. E harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında e bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EVRE

  1. [isim] Bir olayda birbiri ardınca görülen, bir işte birbiri ardınca beliren, gelişen değişik durumların her biri, aşama, safha, merhale

EŞİT

  1. [sıfat] Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi
    • "Bunlar bastonlarına dayanarak hep eşit adımlarla yürürler." (Salâh Birsel)
  2. Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan (kimse)
    • "Herkes ... kanun önünde eşittir." (Anayasa)

EDER

  1. [isim] Fiyat, paha, değer
    • "Bu kitabın ederi ne kadar?"

EĞİL
...
ERME

  1. [isim] Ermek işi

EĞİK

  1. [sıfat] Yatay bir çizgi veya düzlemle açı oluşturacak biçimde olan, yalman, mail, şev
  2. Eğilmiş olan, dik veya düz olmayan
  3. Bükülmüş
    • "Başı yine yere eğik, sol kolu yine kalçasındaydı." (Ömer Seyfettin)
  4. [isim] Dik veya paralel olmayan doğru

EREN

  1. [isim] Ermiş
    • "Bu adam vaktinin en büyük erenlerindendi." (Ömer Seyfettin)
  2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse

EMEN

  1. [isim] Bağ çubuğu, ağaç veya sebze dikmek için açılan çukur

EMEK

  1. [isim] Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü
    • "Ücret emeğin karşılığıdır." (Anayasa)
    • "Dirsek çürütüp emek verdiği kitapları, can vermeden can bulunamayacağını ona hiç söylememişti." (Samiha Ayverdi)
  2. Uzun ve yorucu, özenli çalışma
    • "Bir darbe benim bütün o uzun emeklerimi sıfıra indirir." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  3. İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci

EROS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ruhsal çözümleme açısından cinsel eğilimler ve bundan doğan isteklerin tümü

ETLİ

  1. [sıfat] İçinde et bulunan
    • "Etliye sütlüye karışmamak ve hiçbir ideal için hiçbir mücadeleye katılmamak onun mizacıdır." (Peyami Safa)
  2. Eti çok olan
    • "Etli koyun."
  3. Dolgun, kalın
    • "... aşağıya sarkan kalın, etli, ıslak dudakları vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Yenecek kısmı çok olan (meyve)
    • "Etli, lezzetli bir zeytin."

EMİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Buyruk, komut, talimat, ferman
    • "Validen sert bir emir aldım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Eczaneye, doğru eczaneye, diye emir verdi." (Haldun Taner)
  2. İstek
    • "İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Bu daireyi büro olarak onun emrine verdiler."
  3. Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm

EBRU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kâğıt süslemeciliğinde kitre, kola vb. yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neft yağı ile sulandırılmış yağlı boya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs

ELÇİ

  1. [isim] Bir devleti başka bir devlet katında temsil eden kimse, sefir
  2. Bir uzlaşma sağlamak veya iş bitirmek için birinin yanına gönderilen kimse
  3. Peygamber

EVCİ

  1. Tatil günlerini evinde geçiren yatılı öğrenci, er vb

EPİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Destansı

EKOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, okul
    • "Bizim ekolü biraz tetkik etmiş olsaydınız, daha rahat anlaşırdık." (Peyami Safa)

EVLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Daha iyi, yeğ
    • "Bir şeyi bilmek, onun cahili olmaktan evladır, diyen bir hadis vardır." (Abdülhak Şinasi Hisar)

EZME

  1. [isim] Ezmek işi
  2. Sebze veya yemiş ezilerek yapılan yiyecek
    • "Sıkınca içinden vıcık vıcık balık ezmeleri, kaz ciğerleri çıkan tüpler..." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Bitkilerin etli ve yumuşak kısımlarını macun kıvamına getirmek üzere parçalama, katı ve telsel kısımlarını süzerek ayıklama işlemi

EPER

  1. [isim] Işığa karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü