Başında c olan 4 harfli 40 kelime var. C harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde c harfi olan kelimeler listesine ya da sonu c harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında c bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CEDİ
...
CİLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi parlatmak için kullanılan kimyasal bileşik
    • "Çocukluk günlerin hatırası zihinlerine cila vermişti." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Parlaklık
  3. Gereksiz süs, gösteriş

CEFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyük sıkıntı, üzgü, eziyet, zulüm
    • "Esirlikte ve cefada, millet ruhunu tavlandıran bir sır olduğuna o akşam inandım." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Mektubumda yazmamış mıydım, senin yüzünden ne cefalar çektiğimi?" (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Hediye istemezler, fazla kıskanmazlar, cefaya katlanırlar, can sıkmazlar." (Peyami Safa)

CANA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [ünlem] "Ey sevgili" anlamında bir seslenme sözü
    • "Esiriaşkın olmuşum cana!" (Melih Cevdet Anday)

CELİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Açık, aşikâr
  2. Parlak, cilalı

CİNS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tür, çeşit
    • "Portakal, turunç cinsinden bir meyvedir."
  2. Aralarında ortak özellikler bulunan varlıklar topluluğu
    • "Bizim operetlerimiz cinsinden bir sürü halk tiyatroları var." (Haldun Taner)
  3. Soy, kök, asıl
    • "Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur." (Mehmet Emin Yurdakul)
  4. [sıfat] Garip, tuhaf
  5. Pek çok ortak özellikleri bulunan türler topluluğu
  6. [sıfat] Diğerlerine göre üstün nitelikleri olan
    • "Derler ki cins kediler bu çirkinliği gizlemek için tenha yerlerde ölmeye giderlermiş." (Peyami Safa)

CEZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım
    • "Hırsızlıktan üç ay ceza çekti."
    • "Hasretten lime lime olmuş zavallı kalbinle oynayanlar cezalarını buldular." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu haylazlığının cezasını çeker." (Peyami Safa)
    • "Seni yalana tövbe ettirecek bir cezaya çarptırmalıyım." (Refik Halit Karay)
  2. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım
    • "... kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz." (Anayasa)

CEHT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çaba, çabalama
    • "Ağlamamak için yaptığı büyük bir ceht gayesine varamadı ve gözyaşları boşandı." (Peyami Safa)

CADI

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak
  2. Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın
  3. Çok güzel göz

CELP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Askerlik ödevini yapmaya çağırma
    • "Bu celpte yüz er geldi."
  2. Çağrı belgesi
    • "Mahkeme celbinin gelmesi gecikti." (Tarık Buğra)
  3. Getirtme, kendi üzerine çekme

CHAT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Bakınız sanal sohbet

CİDE
...
CİLT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ten
  2. Formaları, yaprakları birbirine dikerek veya yapıştırarak kitap, defter, dergi vb.ne geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak
    • "Nakışlara, ciltlere, minyatürlere hayran kaldı." (Ömer Seyfettin)
  3. Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri
    • "İstanbul Ansiklopedisi'nin ilk dokuz cildinde bunların altmış yedi tanesi yer alır." (Salâh Birsel)

CENK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kahramanca mücadele, çarpışma, savaş
    • "Kale burçlarında cenge çağrı davulları vuruldu." (Nezihe Araz)
    • "İçimdeki bu ifriti öldürmek, sükûnumu bulmak için kendimle cenk ettim." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Büyük çaba, uğraş, kavga, çekişme
    • "Her dakikam bir ayrı cenk ile geçiyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

CIDA

Kelime Kökeni : Moğolca

  1. [isim] Mızrak

CAİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Din, yasa, töre vb. bakımdan işlenmesinde, yapılmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin verilen
  2. Uygun, yerinde sayılan, yakışık alan
    • "Akşama kalıp iskelenin üstü binbir ayakken gitmek caiz değildi." (Sermet Muhtar Alus)

CARİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Geçerli olan, yürürlükte olan
    • "Memlekette bu konunun hükmü hâlâ caridir."
  2. Akan

CİPS

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] İnce, yuvarlak kesilerek kızartılmış patates

CİCİ

  1. [sıfat] Sevimli, cana yakın, hoş, güzel, hoşa giden
    • "Ümit! Ah benim cici kardeşim." (Atilla İlhan)

CAKA

  1. [isim] Gösteriş, çalım, kabadayılık, fiyaka
    • "Onların dördünde de bir kral havası, bir padişah cakası vardır." (Haldun Taner)
    • "Askerliğin palavra ile olmadığını anladı ama hâlâ caka satıyor." (Halide Edip Adıvar)
    • "Baktım ki caka yapıyor, vesikayı el âleme göstere göstere eviriyor, çeviriyor." (Peyami Safa)
    • "Dünyaları yakarım diyen, o cakasından geçilmeyen genç adamdan geriye bir enkaz kalmıştı." (Ahmet Ümit)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü