Sonunda z olan 3 harfli 50 kelime var. Z harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da başında z harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MUZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Muzgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, bir çenekli, çok yıllık bir bitki (Musa sapientum)
  2. Bu bitkinin kendine özgü hoş kokulu, tatlı, besleyici, kalın kabuklu, uzun meyvesi

KEZ

  1. [isim] Bazı sayı sıfatlarıyla birlikte kullanılarak bir olayın ve olgunun her bir tekrarlanışını bildiren söz, defa, kere, sefer
    • "İki kez İstanbul'a gittim."

SAZ

  1. [isim] Genellikle su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince kamış, hasır otu, kiliz, kofa
    • "Köyün saz kaplı, karanlık çökmüş damlarına seslendi." (Halide Edip Adıvar)
  2. [sıfat] Bu kamıştan yapılmış

BOZ

  1. [isim] Açık toprak rengi
  2. Kül rengi, gri
  3. [sıfat] Bu renklerde olan
  4. [sıfat] Açılmamış, sürülmemiş (toprak)

HIZ

  1. [isim] Çabukluk, sürat
    • "Hikâyede baştan sona kadar hareket ve hız olmalıdır." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Fırtına hızını aldı."
    • "Güneş hızını kaybedince bu yapışkan su donar, yapraklar ellenebilir, toplanabilir duruma gelir." (Necati Cumalı)
  2. Bir hareketten doğan güç, şiddet
    • "Yağmur şimdi hızını daha da arttırmıştı." (Haldun Taner)
    • "Münakaşa tekrar eski hızını alamayarak biraz sonra söndü." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Çaba, güç, gayret, takat
  4. Alınan yolun harcanan zamana oranı, sürat

KUZ

  1. [sıfat] Gölgede kalan (yan)

BİZ

  1. [zamir] Çokluk birinci kişiyi gösteren söz
    • "Biz, Türkler, bütün tarihî hayatımızca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz!" (Atatürk)
    • "Şehir uşağıyız. Bize de mi lolo? Bu işin içinde bir karı dalaveresi olduğunu anladım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Bazen teklik birinci kişi zamiri "ben" yerine kullanılan bir söz
    • "Biz kendisini aldığımız zaman vücudu pek ince idi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

LAZ
...
DİZ

  1. [isim] Kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer
    • "Köşeye yaslanmış, bir dizini altına almış, öteki dizini dikmiş, kolunu da uzatmış, anlatıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Beni dinleyin deyip hemen önümüze diz çöktü." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Beş yüz sene evvel bahadır babalarımızın sizi dize getirerek zapt ettiği yerleri alamayacaksınız." (Ömer Seyfettin)
    • "Bir nişanlısı var ki hiçbir iş görmez, evden dışarı çıkmaz, kızın dizi dibinden ayrılmaz." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Oturulduğunda uyluğun üst yanı

TÖZ

  1. [isim] Kök, asıl, cevher
  2. Değişenlerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavram, cevher

BEZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pamuk veya keten ipliğinden yapılan dokuma
    • "Arkamıza kefenimsi bezler geçirip kuşakla bağladılar." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Pamuktan, düz dokuma
    • "Amerikan bezi. Kaput bezi."
    • "Ben senin az mı bezini yıkadım."
  3. Herhangi bir cins kumaş
    • "Çadır bezi. Yelken bezi."
  4. Herhangi bir iş için kullanılan dokuma
  5. Gelişigüzel kumaş parçası, çaput
    • "Şurasını ıslak bezle silmeli."
  6. [sıfat] Kumaş veya dokumadan yapılmış
    • "Bez bebek."

YOZ

  1. [sıfat] Doğada olduğu gibi kalarak işlenmemiş olan
    • "Yoz toprak. Yoz bitki."
  2. Kaba, adi, bayağı
    • "Yoz adam."
  3. Soysuz, yozlaşmış, dejenere
  4. Kısır

YÜZ

  1. [isim] Doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
  2. Bu sayıyı gösteren 100, C rakamlarının adı
  3. [sıfat] On kere on, doksan dokuzdan bir artık
  4. Kere, kat vb. kelimeler ile birlikte kullanılarak yapılan işin çokluğunu abartılı bir biçimde anlatan söz
    • "Hikmet Bey'in kurum ve edası, her zamankinden belki yüz kat üstündü." (Sermet Muhtar Alus)

CÜZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri
  2. Fasikül
  3. Kur'an'ın bölünmüş olduğu otuz parçadan her biri
    • "İlk defa olarak gördüğüm bir amme cüzünden bir şeyler okudu." (Sait Faik Abasıyanık)

DOZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir ilacın bir defada veya bir günde alınması gereken miktarı
    • "Ruhsal gerilimlerimiz varsa düşük dozda Diazem falan alın, hiç değilse..." (Çetin Altan)
  2. Bir maddenin bir birleşiğe, bir karışıma giren veya girmesi gereken belli miktarı, düze
    • "Saygının ve sevginin dozunu iyi ayarlayabilmeli insan." (Atilla İlhan)
    • "Şakanın dozu kaçmıştı." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Genellikle bir davranış, bir konuşma vb.nde yeterli görülen ölçü
    • "Çok ölçülü konuşur ve onun etrafındaki lakırtıları muayyen bir dozu geçmezdi." (Reşat Nuri Güntekin)

DAZ

  1. [sıfat] Saçı dökülmüş (baş), dazlak
  2. Çıplak (toprak)

TİZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] İnce, keskin (ses)
    • "Tüfeklerin daha tiz yaylım teraneleri bu en yüksek ölüm raksına hâkim olmuş." (Halide Edip Adıvar)

BAZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Temel
    • "Baz fiyat."
  2. [isim] Taban
  3. [isim] Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde, esas

TUZ

  1. [isim] Kokusuz, suda eriyen, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billursu madde
    • "Kaldırdığı gibi pekmez çömleğini vurmuş yere, tuz buz etmiş." (Rıfat Ilgaz)
    • "Küçük votka kadehleri, mermi ıslıklarıyla aynalara çarpıp tuzla buz oluyorlar." (Atilla İlhan)
  2. Bir asitteki hidrojenin yerini bir bazın almasıyla oluşan birleşim, sodyum klorür (NaCl)

POZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Resim ve fotoğrafta duruş
    • "Yastıkları hastaya vereceğim yan oturma pozuna göre dizdim." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Tam çizerken bir arkadaşı geliyor, poz veren çocuğun ensesine bir küfür ve bir de şamar yapıştırıyor." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Büyük yazar pozlarındalar ama, edebiyat dünyası denilen şu dünyanın ne geçmişinden ne şimdisinden haberleri var." (Nezihe Meriç)
  2. Fotoğrafta objektifin açık kaldığı süre
  3. Fotoğraf makinesinde kullanılan filmde her bir kare
  4. Kurum, çalım

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü