Başında ok olan 7 harfli 26 kelime var. Ok ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ok olan kelimeler listesine ya da sonu ok ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ok bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

OKARİNA
...
OKŞANTI

  1. [isim] Okşama

OKSİYÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sivrikuyruk

OKSİTLİ
...
OKSALİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kuzukulağı vb. bitkilerde rastlanan, özellikle temizleme maddesi olarak kullanılan asit, kuzukulağı asidi, oksalik asit (HOCO-COOH)

OKŞANIŞ
...
OKÇULUK

  1. [isim] Ok yapma veya satma işi
  2. Ok ve yay kullanılarak yapılan spor

OKUTMAK

  1. [-i] Okumasını, öğrenim görmesini sağlamak
  2. [nsz] Okuma işini yaptırmak
    • "Kumandan paşaya bu akşam şiir okutmak istiyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
  3. [nsz] Ders vermek, bir konu üzerinde yetiştirmek
    • "Lisede İngilizce okutuyor."
  4. Satarak elinden çıkarmak
    • "Bana iki sandık çay verdi. Bunları al okut! dedi." (Sait Faik Abasıyanık)

OKUTMAN

  1. [isim] Üniversitede yabancı dil, Türkçe ve inkılap tarihi gibi ortak, zorunlu dersleri öğretmek için görevlendirilen, uygulamalı çalışmaları yöneten öğretim elemanı, lektör

OKKALIK

  1. [sıfat] Herhangi bir okka ağırlığında veya oylumunda olan
    • "Açlık, sıcak, ihtiyarlık üç bin okkalık bir yük gibi sırtına çökmüştü." (Ömer Seyfettin)

OKLANMA

  1. [isim] Oklanmak işi veya durumu

OKAZYON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Fırsat
  2. [sıfat] Kelepir
    • "İlk zamanlar bilseniz ne okazyon şeyler düşüyordu." (Haldun Taner)

OKŞAMAK

  1. [-i] Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak
    • "Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor." (Haldun Taner)
  2. [nsz] Hafifçe dövmek
    • "Bir gün hani bir huysuzluk ettiği zaman, al eline, biraz okşayıver." (Burhan Felek)
  3. Bir kimseyi hoşnut etmek
    • "Mektuplarında onun onurunu okşayacak, endişelerini hafifletecek cümleleri artırdı." (Çetin Altan)
  4. Benzemek, andırmak, hatırlatmak
    • "Bu iki sarı birbirini okşuyor."

OKURLUK
...
OKYANUS

Kelime Kökeni : Yunanca

  1. [isim] Kıtaları birbirinden ayıran engin, açık deniz, ana deniz, umman
    • "Atlas Okyanusu. Hint Okyanusu."

OKRAMAK

  1. [nsz] Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek

OKŞATMA

  1. [isim] Okşatmak işi veya durumu

OKSALAT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Billurları idrarda bulunabilen ve idrar yolunda taş yapan kalsiyum oksalatın kısa biçimi

OKULDAŞ

  1. [isim] Okul arkadaşı

OKSİLİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Suyla birleştiğinde oksijen açığa çıkaran, birleşiminde nikel ve bakır tozları bulunan sodyum ve potasyum peroksit

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü