İçinde tut olan 9 harfli 15 kelime var. İçerisinde TUT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tut olan kelimeler listesine ya da Sonu tut ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

T T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

TUT

2 Harfli Kelimeler

TU, UT

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TUTUKLAMA

  1. [isim] Tutuklamak işi, tevkif
    • "Muhalefeti ortadan kaldırmaya niyetli olan Damat Ferit Paşa'nın ilk işi bir sürü yeni tutuklamalar oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TUTSAKLIK

  1. [isim] Tutsak olma durumu, esirlik, esaret

TUTAMLAMA

  1. [isim] Tutamlamak işi

TUTKALSIZ

  1. [sıfat] Tutkal sürülmemiş
  2. İçinde tutkal bulunmayan

TUTAMAÇLI

  1. [sıfat] Tutamacı olan
    • "Ayağına geçirdiği tutamaçlı demirlerle tahta elektrik direklerine tırmanıp sigortaları değiştirmesi heyecan vericiydi." (Ayla Kutlu)

YANTUTMAZ

  1. [sıfat] Tarafsız, yandaş olmayan

TUTARIKLI

  1. [sıfat] Saralı

TUTUVERME
...
TUTKUNLUK

  1. [isim] Tutkun olma durumu, meftuniyet, meftunluk
    • "Batı medeniyetinin en incelmiş etiketine tutkunluk derecesinde saygı gösteren bir adam olarak ortaya çıkar." (Abdülhak Şinasi Hisar)

TUTUCULUK

  1. [isim] Tutucu olma durumu
  2. Özellikle siyasal ve toplumsal düzeni olduğu gibi sürdürme görüşü, tutumu, anlayışı, muhafazakârlık

TUTABİLME
...
TUTANAKÇI
...
TUTTURMAK

  1. [-i] Tutmasını sağlamak
  2. [nsz] Bir işe başlayıp sürdürmek, bir şeyi yapmakta olmak
    • "Urumeli Hisarı'na oturmuşum / Oturmuş da bir türkü tutturmuşum." (Orhan Veli Kanık)
  3. [nsz] Aklına koyup direnmek, ısrar etmek
    • "Sakal diye tutturmuş, başka laf dinlemiyor." (Memduh Şevket Esendal)
  4. [-i] Çivi, toplu iğne, çengelli iğne vb. ile iliştirmek, bağlamak
  5. [nsz] Hedefe vardırmak, değdirmek, isabet ettirmek
    • "Taşı fırlattı ama tutturamadı." (Halikarnas Balıkçısı)
  6. [-i] Takip etmek
    • "Geldiği yolu tutturup gene tek başına mahalle kahvesinin kapısı önüne kadar geldi." (Memduh Şevket Esendal)

ÇULTUTMAZ

  1. [sıfat] Giysi ve mal değeri bilmeyen, derbeder, serseri, avare (kimse)

TUTTURGAÇ

  1. [isim] Kâğıtları birbirine tutturmak için kullanılan telden yapılmış araç, ataş

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü