İçinde tek olan 6 harfli 34 kelime var. İçerisinde TEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tek olan kelimeler listesine ya da Sonu tek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KET, TEK
2 Harfli Kelimeler
EK, ET, KE, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEKİLA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Sert bir Meksika içkisi
-
[isim]
Sert bir Meksika içkisi
- İKİTEK
-
-
[isim]
Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde ayrı ayrı oturaklarda ve sadece birer küreği olan tekne
-
[isim]
Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde ayrı ayrı oturaklarda ve sadece birer küreği olan tekne
- TEKLİK
-
-
[isim]
Tek, bir olma durumu
-
Kelimelerde bir varlığı veya çekimli fiillerde bir kişiyi bildiren biçim, tekil, müfret, çoğul, çokluk karşıtı: öğrenci-y-im, ev-im, gel-di-m vb
-
Lira
- "Seni satmam çocuğum / Dört yüz bin tekliğe." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tek, bir olma durumu
- TEKSİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yoğunlaştırma, sıklaştırma, koyulaştırma
-
[isim]
Yoğunlaştırma, sıklaştırma, koyulaştırma
- FİNTEK
- ...
- TEKRİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tekrar etme, yeniden söyleme
-
Bir yazıda, bir şiirde sözü veya kavramı anlatımı pekiştirmek amacıyla sık sık tekrar etme sanatı
-
[isim]
Tekrar etme, yeniden söyleme
- ÇELTEK
-
-
[isim]
Çoban yamağı, yardımcı, uşak
-
[isim]
Çoban yamağı, yardımcı, uşak
- DÜMTEK
-
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde tempo
- "Ellerini dümtek usulü ile dizlerine vurur." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde tempo
- TEKMİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tamamlama, bitirme
-
[sıfat]
Bütün, tüm
- "O bana Ahmet Midhat Efendi'nin tekmil kitaplarını sattı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Eksiksiz
-
Tekmil haberi
-
[isim]
Tamamlama, bitirme
- TEKRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aynı olayın, işin, hareketin yeniden ortaya çıkışı, tekrarlanması
- "Gerçi hayat kitaba sığmayacak kadar geniştir fakat tekrarlarla doludur." (Ahmet Haşim)
- "Sözünü hemen her gün tekrar etmekten kendimi alamıyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir konuşma veya yazıda aynı düşünceyi, kelimeyi birçok defa söyleme
-
[zarf]
Bir daha, yine, yeniden, gene
- "Kimi yaralandı geldi, tekrar gitti, kimi şehit oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Aynı olayın, işin, hareketin yeniden ortaya çıkışı, tekrarlanması
- DESTEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda
- "Dernekler ... siyasi partilerden destek göremez ve onlara destek olamazlar." (Anayasa)
-
Üzerine bir şey oturtmaya, tutturmaya, koymaya yarar araç, hamil
- "Şamdan, sehpa, sacayak birer destektir."
-
Maddi ve manevi yardımcı, dayanak
- "Kızardı, söylenirdi ama gene de tek desteği oydu hayatta." (Orhan Hançerlioğlu)
-
Bir birlik için sağlanan yardım veya koruma
-
Bir vektörü taşıyan sonsuz doğru
-
[isim]
Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda
- TEKZİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yalanlama
- "Üçü de derhâl tekzip etti ve tekziplerinin başında tabii seksen yaşında olmadıklarını altını çizerek ilan ettiler." (Halide Edip Adıvar)
- "Öyle bir şey uydur ki çabuk tekzip edilemesin." (Peyami Safa)
-
[isim]
Yalanlama
- İSTEKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bilardo oyununda toplara vurmak için kullanılan sopa
-
İstika
-
Basımevlerinde kitap formalarını kırmak, katlamak için kullanılan sert tahta veya kemikten yapılmış araç
-
[isim]
Bilardo oyununda toplara vurmak için kullanılan sopa
- PELTEK
-
-
[sıfat]
Dilini dişlerinin arasına alır gibi konuşan ve bu yüzden s, z gibi sesleri kusurlu söyleyen (kimse)
-
Tutuk, titrek (konuşma)
- "Hafif peltek, bozuk diksiyonuyla tiyatroda tutunamazdı." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Tutuk, titrek bir biçimde
-
[sıfat]
Dilini dişlerinin arasına alır gibi konuşan ve bu yüzden s, z gibi sesleri kusurlu söyleyen (kimse)
- KÖSTEK
-
-
[isim]
Saat, kılıç, anahtar vb.nin ucuna takılan zincir
- "Koltuklara kurulur, altın kösteklerini parmakları ile çevirir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Koşulan atların tepmesini önlemek için kuskun kayışına eklenen kayış
-
Balık iğnesini oltaya bağlayan, bir iki karış uzunluğunda kıl veya misina parçası
-
Engel
-
[isim]
Saat, kılıç, anahtar vb.nin ucuna takılan zincir
- BİFTEK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Izgara veya tavada pişirilen, genellikle dana eti dilimi
-
[isim]
Izgara veya tavada pişirilen, genellikle dana eti dilimi
- TEKLİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapması için birinden bir iş isteme
- "Bilmem ne dağındaki petrol arama kampında bir iş teklif etmişlerdi." (Orhan Veli Kanık)
-
İncelenmek veya kabul edilmek için bir şey sunma, önerme, öneri
- "Elbise değiştirmek teklifini bir kere de ben tekrar ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yapması için birinden bir iş isteme
- TEKFİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kefenleme
-
[isim]
Kefenleme
- TEKNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir sanat, bir bilim, bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi
-
Fizik, kimya, matematik vb. bilimlerden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama
- "Yurdumuz teknik gelişme yolundadır."
-
[sıfat]
Bu uygulamaya dayanan, bu uygulamaya ilişkin
- "Teknik okul."
-
Yol, beceri, yöntem
- "Bu kızın sanatını hiç olmazsa teknik tarafından bildiğine hükmediyorum." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bir sanat, bir bilim, bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi
- TEKTAŞ
-
-
[sıfat]
Sadece bir pırlantası veya elması olan (yüzük, küpe)
-
[sıfat]
Sadece bir pırlantası veya elması olan (yüzük, küpe)