İçinde LAK geçen 5 harfli kelimeler

İçinde lak olan 5 harfli 37 kelime var. İçerisinde LAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lak olan kelimeler listesine ya da Sonu lak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAL, LAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EFLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gökler

EMLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ev, arsa, bahçe vb. taşınamayan mal ve mülklerin ortak adı, taşınmazlar, gayrimenkul
    • "Eline geçen serveti emlake yatırıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)

KALAK

  1. [isim] Burun, burun ucu
  2. Gelin tacı
  3. Tezek yığını

KULAK

  1. [isim] Başın her iki yanında bulunan işitme organı
    • "Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Bazıları hava kirlenmesinde olduğu gibi bu eleştirileri kulak ardı ediyorlar." (Haldun Taner)
    • "Bunların sözlerine ne diye kulak asıyor, ona göre yapacağın işi kestiriyorsun?" (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bir kere söze başladı mı isterdi ki herkes kulak kesilip onu dinlesin." (Haldun Taner)
  2. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü
    • "Elleriyle kulaklarını tıkayıp yatağının yanında tortop oldu." (Halide Edip Adıvar)
  3. Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri
  4. Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu
  5. Sabanın toprağa giren kısmının iki yanında bulunan ve toprağı yollara dökmeye yarayan parça
  6. Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri
  7. Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği

LAKİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [bağlaç] Ama, fakat
    • "Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz." (Yahya Kemal Beyatlı)

SULAK

  1. [sıfat] Suyu olan, suyu bol (yer)
    • "Sulak bir sazlığın başında, önümüze bir kaplumbağa çıkmıştı." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. [isim] Kuşlar için su konulan küçük kap

BULAK

  1. [isim] Kaynak, pınar

TALAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması

SOLAK

  1. [sıfat] Genellikle sol elini kullanan (kimse)
  2. [isim] Yeniçeri Ocağının, padişahın gözeticiliğini yapan asker sınıfı

YALAK

  1. [isim] Hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap
    • "Bir de hayvanları sulamak için yalak vardı." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Akan suyun çevreye sıçramasını veya akıp gitmesini önlemek için çeşme, musluk vb.nin altına konulan delikli taş tekne
    • "Az ileride yolun solunda, küçük bir çeşmenin suyu, önündeki yalağa dökülüyordu." (Necati Cumalı)
  3. Buz yalağı
  4. [sıfat] Boşboğaz, söz taşıyan

LAKÇI

  1. [isim] Laka veya vernik süren işçi

PLAKA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Kamyon, otomobil vb. kara taşıtlarına takılan numara levhası
  2. Metal yaprak
  3. Plak

ISLAK

  1. [sıfat] Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan
    • "İkisi de gözlerinin ıslak, kalplerinin hüzünlü olduğunu anlamışlardı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Herhangi bir nedenle yaşarmış, sulanmış
    • "Hastanın soğuk terle ıslak alnına avucunu koyarak durdu." (Peyami Safa)

DILAK

  1. [isim] Bızır, klitoris

ALAKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlgi
    • "Bu sahneyi mangalın başında Havva Hanım bize kaç defa tekrar etti, hatırlayamam. Ama her defasında bizde büyük bir alaka uyandırıyordu." (Halide Edip Adıvar)
    • "Fabrikayla alakamı kestim."
  2. Gönül bağı

LAKAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad
    • "Arkadaşının taktığı bu lakabı, Ger Ali, soyadı kanunu çıkınca isminin başından alıp sonuna koydu mu bilmiyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)

OĞLAK

  1. [isim] Keçi yavrusu

AYLAK

  1. İşsiz, boş gezen, avare (kimse)

POLAK
...
AHLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, sağtöre
    • "Ahlak düzelmeden hiçbir şey düzelmez." (Çetin Altan)
  2. İyi nitelikler, güzel huylar
    • "Bu şoförler hepinizin ahlakını bozdu." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü