İçinde kat olan 6 harfli 25 kelime var. İçerisinde KAT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kat olan kelimeler listesine ya da Sonu kat ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAT, TAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AT, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KATRAK

  1. [isim] Marangozlukta tomrukları biçmeye yarayan ve birden çok testeresi olan biçme makinesi

KATRAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde
    • "Gece karanlığından daha kesif, katran gibi karanlık bir mübarek daire..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

KATİBE
...
ŞEFKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Acıyarak ve koruyarak sevme, sevecenlik
    • "Devleti adaletle, şefkatle, mürüvvetle idare ederdi." (Ömer Seyfettin)

KATGÜT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ameliyatlarda yaraları dikmek için kullanılan, bağırsaktan yapılmış iplik

İNİKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Toplanma, birleşim
  2. Anlaşma, kararlaştırma

BİNKAT

  1. [zarf] Pek çok, kıyaslanmayacak ölçüde
    • "Ölümün bu izdivaçtan binkat hayırlı olduğunu söylüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

KATRAT
...
AVUKAT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hak ve yasa işlerinde isteyenlere yol göstermeyi, mahkemelerde, devlet dairelerinde başkalarının hakkını aramayı, korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse
    • "Kasabadan Bilal Efendi'yi avukat tuttular." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Gerekmediği hâlde başkasını savunan, onun adına konuşan kimse

FİRKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayrılış, ayrılık
    • "Bir firkat geldi de durdum ağladım / Öpüp kokladığım güller perişan." (Karacaoğlan)

KASKAT
...
DİKKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık
    • "Dikkatle bakınca güvertedeki insanların gidip gelişini kolaylıkla seçebiliyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Hangi konudan söz etse dikkati çekecek bir hava veriyor." (Necati Cumalı)
    • "Biraz dikkat etsek görürüz ki insanların çoğu yarı deli, yarı iradelidir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Etrafında Türkçe konuşuluyor vehmine kapılır, dikkat kesilir, sonra yanıldığını anlar, canı sıkılırdı." (Refik Halit Karay)
  2. [ünlem] "Dikkat ediniz!" anlamında bir uyarı sözü
    • "Dikkat ettiniz mi neler söyledi?"
  3. İlgi, özen
    • "Yaratıcı sanatçıları bu yargının dışında tutmaya dikkat edelim." (Haldun Taner)

MERKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mezar, kabir
    • "Bir evliya merkadi veya bir mukaddes emanet önünde dua edecekti." (Refik Halit Karay)

RİKKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İncelik, naziklik
    • "Himmetin, nezaket ve rikkattin bu derecesine nasıl hayran olmaz." (Refik Halit Karay)
    • "Yıllardır devam eden bağlılıkları, kendilerini bilenler için rikkat verici bir manzaraymış." (Abdülhak Şinasi Hisar)

KATYON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir çözeltinin elektrolizi sırasında katotta toplanan iyon, artın

İTİKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnanma, inan
  2. İnanç
    • "Şüphe, fena bir kurt gibi ruhunu kemirmeye, masum itikadını yavaş yavaş yıkmaya başlamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)

KATMAK

  1. [-i] Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak, ilave etmek
    • "Sirkeye su katmak."
  2. Bir araya getirmek
    • "Fadime, bu yavru bolluğu arasında kuzuları çocuklara ve çocukları kuzulara katarak en olgun bir saadet içinde yaşamış." (Halide Edip Adıvar)
  3. Birlikte göndermek
    • "Kafileye muhafız katmak."
  4. Döllenmeyi sağlamak için erkek hayvanı dişinin yanına salmak

KATANA

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Bir cins iri at
    • "Atları Rus katanalarını andırır, arabası çangıl çungul etmez." (Sermet Muhtar Alus)

KATMER

  1. [isim] Bir şeyi oluşturan katlardan her biri
  2. Yağda veya sacda pişirilen bir tür börek
  3. Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği

MASKAT
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü