İçinde ile olan 6 harfli 35 kelime var. İçerisinde İLE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ile olan kelimeler listesine ya da Sonu ile ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
İLE
2 Harfli Kelimeler
EL, İL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ETİLEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yanıcı, renksiz, az kokulu, 0,97 yoğunluğunda karbon ve hidrojen birleşimi
-
[isim]
Yanıcı, renksiz, az kokulu, 0,97 yoğunluğunda karbon ve hidrojen birleşimi
- DEFİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösteri, giyim gösterisi
- "Bir moda salonunda defileye bakıyormuşçasına baştan ayağa kadar süzdüğünü fark ettim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösteri, giyim gösterisi
- HAMİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Gebe
- "Şu arkamdaki hamile kadına bir yer arıyorum." (Burhan Felek)
-
Gebe
- ÇİLECİ
-
-
[isim]
Çile (I) çeken, sıkıntı sahibi
- "Bu çileci görüş sanatçılarımızı da etkilemiştir elbet." (Tomris Uyar)
-
[isim]
Çile (I) çeken, sıkıntı sahibi
- ÇİLELİ
-
-
[sıfat]
Çilesi olan, çok sıkıntı çekmiş olan
- "Çileli başım."
-
Sıkıntılı
- "Çileli bir iş."
-
[sıfat]
Çilesi olan, çok sıkıntı çekmiş olan
- KABİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boy (II)
-
[isim]
Boy (II)
- CEMİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gönül alıcı davranış
- "Binecekleri vapur, Konsolosa fevkaladeden bir cemile olarak o turda, pruva direğine Türk bayrağı çekiyordu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Güzel (kadın)
-
[isim]
Gönül alıcı davranış
- AİLECE
-
-
[zarf]
Bütün aile birlikte, ailecek
- "Ailece gezmeye gideceğiz."
-
[zarf]
Bütün aile birlikte, ailecek
- MAAİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ailece, ev halkıyla birlikte
- "Bir perşembe akşamı maaile atölyeye davet olunduk." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Ailece, ev halkıyla birlikte
- İLETİŞ
-
-
[isim]
İletme işi veya biçimi
-
[isim]
İletme işi veya biçimi
- İLENİŞ
-
-
[isim]
İlenme işi veya biçimi
-
[isim]
İlenme işi veya biçimi
- JÜBİLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Evliliğin ellinci yılında düzenlenen kutlama şenliği
-
Bir sanat veya spor dalında uzun süre çalışanların onuruna düzenlenen kutlama töreni
- "Onun bu jübile saplantısı, meslektaşları arasında alay konusu bile olmuştu." (Haldun Taner)
-
Tevrat'a göre, Yahudilerde, elli yılda bir Tanrı'ya ve dinlenmeye ayrılan yıl
-
Katoliklerde, Roma'ya hacca gidenlerin, kilisece günahlarının tam olarak bağışlandığı yıl
-
[isim]
Evliliğin ellinci yılında düzenlenen kutlama şenliği
- ACİLEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Çabucak
-
[zarf]
Çabucak
- DİLEME
-
-
[isim]
Dilemek işi
-
[isim]
Dilemek işi
- ÇİLEME
-
-
[isim]
Çilemek işi
-
[isim]
Çilemek işi
- VESİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sebep, bahane
- "Arkadaşlar birer vesile ile dağıldılar ve beni Besim Bey'le yalnız bıraktılar." (Memduh Şevket Esendal)
- "İkide birde içimizden birine çatmak için vesile arıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bir vesile bulup size takdim edilmek pek kolay bir iş oldu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Evinde bazen namaz kılar ancak bir vesile olursa camiye giderdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Elverişli durum, fırsat
- "Muhasebeci, yerden temennalar, gevrek kahkahalar arasında bir vesile ile, kuru üzümden iki çekilmiş yirmi iki grado sert rakısını methetti." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Sebep, bahane
- HİLECİ
-
-
[sıfat]
Hile yapan, hile karıştıran, hilebaz, hilekâr
-
[sıfat]
Hile yapan, hile karıştıran, hilebaz, hilekâr
- İLENME
-
-
[isim]
Beddua
-
[isim]
Beddua
- AİLEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Aile ile ilgili
- "Ailevi bir laubalilikle genç adam, köşe koltuğuna kuruldu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Aile ile ilgili
- KAFİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birlikte yolculuk eden topluluk
- "Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Aynı yöne giden taşıt veya yolcu topluluğu, konvoy
- "Sağımızda yürüyen kafile, yolunu değiştirdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Sıra ile gönderilen şeylerin her bir bölüğü
- "Malların ilk kafilesi dün geldi."
-
[isim]
Birlikte yolculuk eden topluluk