İçinde etmek olan 8 harfli 44 kelime var. İçerisinde ETMEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında etmek olan kelimeler listesine ya da Sonu etmek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E E K M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

ETMEK, TEKME, TEMEK

4 Harfli Kelimeler

EKME, EMEK, EMET, ETEK, ETME, KEME, KETE, MEKE, TEKE

3 Harfli Kelimeler

EKE, KEM, KET, MET, TEK, TEM

2 Harfli Kelimeler

EK, EM, ET, KE, ME, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İNLETMEK

  1. [-i] İnlemesine yol açmak
  2. Çok eziyet vermek, eziyet çektirmek

DİLETMEK
...
VADETMEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [-e] Bir işi yerine getireceğine söz vermek
    • "Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın, / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın." (Mehmet Akif Ersoy)
  2. [nsz] Davranışıyla, tutumuyla bir işi yapacağı duygusunu uyandırmak, umut vermek
    • "Doktor Hikmet, kendisine pek ciddi bir zevk vadetmiyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

MENETMEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [-i] Yasak etmek, yasaklamak, engel olmak
    • "Bildiğim bir şey varsa o da patronun odanızdan dışarıya çıkmayı size menettiğidir." (Sait Faik Abasıyanık)

KAYETMEK
...
NEZETMEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [-i] Koparmak, çekip almak
    • "Bu hakkı benden nezedemezsiniz."
  2. [nsz] Can çekişmek

AFFETMEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [-i] Bağışlamak
    • "Kendisini bırakıp gittiğimden dolayı uğradığı ihanetin hıncı ile pek kolay affetmeyecekti." (Refik Halit Karay)
    • "Yakın tarihe ait tefrikaların ezelî okuyucusu Başefendi, affetmişsin sen onu, dedi." (Haldun Taner)
  2. Hoşgörü ile karşılamak, mazur görmek
    • "Beni affedin, gelemeyeceğim."
    • "Affedersiniz, size bir şey sormak istiyorum."
  3. [-den] Görev veya işten çıkarmak

ADDETMEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [-i] Saymak
    • "Üftade artık meseleyi kapanmış addediyor." (Atilla İlhan)

ELLETMEK

  1. [-i] Elleme işini yaptırmak

BİLETMEK

  1. [-i] Bileme işini yaptırmak

DİRETMEK

  1. [nsz] Direnmek, ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek
    • "Annesi ile ablası adamın kaçırılacak bir kısmet olmadığını öne sürerek evlenmesi için diretiyorlardı." (Necati Cumalı)

EKLETMEK

  1. [-i] Ekleme işini yaptırmak

EMRETMEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [-i] Buyurmak, emir vermek
    • "Bunu böyle istiyorum ve böyle emrediyorum." (Aka Gündüz)

DÖŞETMEK

  1. [-i] Döşeme işini yaptırmak
    • "Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım." (Ömer Seyfettin)

TÜRETMEK

  1. [-i] Oluşturmak, ortaya çıkarmak, yaratmak, meydana çıkarmak

BELETMEK

  1. [-i] Kundaklatmak

GÖZETMEK

  1. [-i] Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek
    • "Büyük kardeşler küçükleri gözetir."
  2. Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak
  3. [nsz] Kollamak, beklemek
    • "Fırsat gözetmek. Uygun bir zaman gözetmek."
  4. Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve etkenleri dikkate almak
  5. Kayırmak

AHDETMEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [-e] Bir şeyi yapmak için kendi kendine söz vermek
    • "Tek erkek sevmeye ve bu erkeği kendime âşık etmeye ahdetmiştim." (Refik Halit Karay)
  2. Yemin etmek
    • "Bu ailenin işini mukaddes bir vazife gibi yapmaya içimden ahdettim." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

CEMETMEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [-i] Toplamak, bir araya getirmek

AKSETMEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [-den] Ses bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yankı vermek
    • "Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla / Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. [-e] Bir ışık veya bir şekil düz ve parlak bir yüzeye çarpıp orada aynen görünmek, yansımak
    • "Bulunduğumuz yeri sarayın tek parça, geniş camlarından akseden avize ışıkları aydınlatıyordu." (Refik Halit Karay)
  3. Evirmek, tersine çevirmek
  4. [-e] Ulaşmak, yayılmak, duyulmak
    • "Olay basına aksetti."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü