İçinde den olan 6 harfli 30 kelime var. İçerisinde DEN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında den olan kelimeler listesine ya da Sonu den ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DE, EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DENAET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alçaklık
-
[isim]
Alçaklık
- CİDDEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ciddi olarak, gerçekten
- "Adı o zaman, cidden kötüye çıkmıştı." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Ciddi olarak, gerçekten
- DÜNDEN
-
-
[zarf]
Bugünden bir önceki günden
- "Dünden kalma yemek."
-
[zarf]
Bugünden bir önceki günden
- MEDENİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kentlileşmiş, kırsallıktan kurtulmuş, uygar
- "Orada medeni bir insan gibi yaşamak, hasılı oraya yerleşmek istiyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Kentlileşmiş, kırsallıktan kurtulmuş, uygar
- GULDEN
-
-
[isim]
Florin
-
[isim]
Florin
- ÖDENEK
-
-
[isim]
Bir iş için ayrılan belli para, tahsisat
-
Parlamento üyelerine, görevleri sebebiyle verilen, yolluk dışında kalan para
-
Devlet harcamalarının yapılabilmesi için her yılın bütçesiyle yürütme organına verilen harcama izni
-
[isim]
Bir iş için ayrılan belli para, tahsisat
- DENDEN
-
-
[isim]
Bir çizelgede alt alta gelen aynı söz veya söz gruplarının tekrar yazılmasını önleyerek kolaylık sağlamak amacıyla kullanılan noktalama işaretinin adı (")
-
[isim]
Bir çizelgede alt alta gelen aynı söz veya söz gruplarının tekrar yazılmasını önleyerek kolaylık sağlamak amacıyla kullanılan noktalama işaretinin adı (")
- ÖDENTİ
-
-
[isim]
Aidat
-
[isim]
Aidat
- DENEME
-
-
[isim]
Denemek işi, sınama, deneyim, tecrübe
- "Bunun deneme olduğunu müdürden başka kimseye söylemediği için ilk deneme fabrikayı birbirine kattı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Son biçimini bulmamış, taslak durumunda olan
-
Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düz yazı türü
- "Öykülerimde, denemelerimde beni yazmaya iten yüreğimin taşmasıdır." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Denemek işi, sınama, deneyim, tecrübe
- BEDENİ
- ...
- ÖDENME
-
-
[isim]
Ödenmek işi
-
[isim]
Ödenmek işi
- SENDEN
-
-
birisi tarafında olan (kimse)
- "Nihayeti bulunmaz bir sen ben davasına düşmüşler." (Ömer Seyfettin)
- "Kuşağından mendilini çıkarıp göz yaşlarını sildi. -Ya Rabbi sen bilirsin, ya Rabbi sen bilirsin diye söylendi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Başını kaldırdı, seni seni diyerek başını sallayıp gülümsedi." (Haldun Taner)
-
birisi tarafında olan (kimse)
- BİZDEN
-
-
bizim tarafımızda olan (kimse)
- "Biz, Türkler, bütün tarihî hayatımızca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz!" (Atatürk)
- "Şehir uşağıyız. Bize de mi lolo? Bu işin içinde bir karı dalaveresi olduğunu anladım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
bizim tarafımızda olan (kimse)
- BİRDEN
-
-
[zarf]
Bir defada
-
Ansızın
- "Birden döndüm ve tahminimde haklı olduğumu anladım." (Refik Halit Karay)
-
Birlikte, beraberce, hepsi bir arada
- "Şimdi, ikisi birden gülmekten kırılıyorlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Çabucak
-
[zarf]
Bir defada
- DENSİZ
-
-
[sıfat]
Yakışıksız ve saygısızca davranan (kimse)
- "Babasız büyümüş, anasından yüz bulmuş, densiz, şımarık, münasebetsiz bir haşarı." (Sermet Muhtar Alus)
-
[sıfat]
Yakışıksız ve saygısızca davranan (kimse)
- ÖDENİŞ
-
-
[isim]
Ödenme işi veya biçimi
-
[isim]
Ödenme işi veya biçimi
- DENTİN
- ...
- ÇEDENE
-
-
[isim]
Kendirin tohumu
-
[isim]
Kendirin tohumu
- MONDEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Toplum yaşamı ile ilgili
-
Yüksek sosyete yaşamını seven
- "Cigaralarından birini yakmaya davranmıştı; Abdi Bey, monden bir telaşla, ateş yetiştirdi." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Toplum yaşamı ile ilgili
- SİZDEN
-
-
karşı taraftan olan (kimse)
- "... sizden iyi olmasın pek babacan, cana yakın bir adamdır." (Haldun Taner)
- "Doktor 'size doyum olmaz' diye gülerek müsaade istedi. Ayağa kalktı." (Ömer Seyfettin)
-
karşı taraftan olan (kimse)