İçinde ber olan 8 harfli 40 kelime var. İçerisinde BER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ber olan kelimeler listesine ya da Sonu ber ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BRE
2 Harfli Kelimeler
BE, ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEBERRÜZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Meydana çıkma, görünme
-
[isim]
Meydana çıkma, görünme
- HABERLİK
-
-
[sıfat]
Haber durumunda olan
-
[sıfat]
Haber durumunda olan
- MUHABERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazışma
-
İletişim
-
[isim]
Yazışma
- BERELEME
-
-
[isim]
Berelemek işi
-
[isim]
Berelemek işi
- BİBERLİK
-
-
[isim]
Biber konulan küçük kap
-
Biber yetiştirilen yer
-
[isim]
Biber konulan küçük kap
- TEBERSİZ
-
-
[sıfat]
Teberi olmayan
-
[sıfat]
Teberi olmayan
- EZBERDEN
-
-
[zarf]
Ezberlenmiş biçimde, ezbere
- "Sen konuşurken niçin iki yana da sallanıyorsun? Söyleyeceğim sözleri ezberden mi okuyorsun?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Ezberlenmiş biçimde, ezbere
- BERGÜZAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Anmak için verilen hatıra, armağan, yadigâr
- "Büyük babanın zamanında bergüzarmış, ne yapayım, kıramadım." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Anmak için verilen hatıra, armağan, yadigâr
- BERHAYAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Hayatta olan, canlı, yaşayan (kimse)
- "Şu ilan gazetede çıkmasaydı, babası onun İstanbul'da berhayat olduğunu öğrenmeyecekti." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Hayatta olan, canlı, yaşayan (kimse)
- BERİBERİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle Uzak Doğu ülkelerinde B vitamini eksikliğinden ileri gelen bir hastalık
-
[isim]
Genellikle Uzak Doğu ülkelerinde B vitamini eksikliğinden ileri gelen bir hastalık
- GEBERMEK
-
-
[nsz]
Kötü bir biçimde ölmek
- "Kayıkla gelip kurtarmasalardı satlıcandan geberecektim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Biz geberip gitsek yüz sene sonra evlat ve ahbabımızdan bu parayı tahsil ederler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir kimseye aşırı ilgi, istek ve yakınlık duymak
-
[nsz]
Kötü bir biçimde ölmek
- BERHUDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Mutlu
- "Fahim Bey'in kısa boylu, ak sakallı babası 'berhudar ol, oğlum! Gel seni alnından öpeyim' demiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Mutlu
- BERMUTAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Alışılagelen biçimde, her zaman olduğu gibi
- "Annem bermutat işi merasim tarafından alıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Alışılagelen biçimde, her zaman olduğu gibi
- TEBERRÜK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uğur sayma
-
[isim]
Uğur sayma
- BERKİTME
-
-
[isim]
Sağlamlaştırma, tahkim, takviye
-
[isim]
Sağlamlaştırma, tahkim, takviye
- BERDEVAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sürmekte olan, sürüp giden
- "Yüz elli sene evvel türeyen bu âdet hâlâ da berdevam." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Sürmekte olan, sürüp giden
- BERKİMEK
-
-
[nsz]
Sağlamlaşmak, güç kazanmak, pekişmek
-
[nsz]
Sağlamlaşmak, güç kazanmak, pekişmek
- BERCESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Güzel, latif
-
Seçilmiş, seçme
-
[isim]
Sanat değeri yüksek olan dize
-
[sıfat]
Güzel, latif
- BİBERSİZ
-
-
[sıfat]
İçine biber katılmamış
-
Acısız
-
[sıfat]
İçine biber katılmamış
- ZEBERCET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sarı renkte ve cam parlaklığında, doğal demir ve magnezyum silikat, krizolit
-
[isim]
Sarı renkte ve cam parlaklığında, doğal demir ve magnezyum silikat, krizolit