Başında ce olan 7 harfli 42 kelime var. Ce ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ce olan kelimeler listesine ya da sonu ce ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ce bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CEFAKAR
- ...
- CEDELCİ
- ...
- CEHTSİZ
- ...
- CENDERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pres
- "Yanımızdaki kızı umursamadığımızı göstermek için kör olası bir gururla kendimizi cendereye soktuğumuz çağlar." (Haldun Taner)
-
Manevi baskı
-
[isim]
Pres
- CEZERYE
-
-
[isim]
Ezilmiş havuç içine fındık, şeker vb. eklenerek yapılan bir tür tatlı
-
[isim]
Ezilmiş havuç içine fındık, şeker vb. eklenerek yapılan bir tür tatlı
- CEDİTÇİ
- ...
- CEVİZLİ
-
-
[sıfat]
Cevizi olan, ceviz katılmış
- "Cevizli tel kadayıfına gönül verene de rastlanıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Cevizi olan, ceviz katılmış
- CESURCA
-
-
[sıfat]
Cesura yakışan
- "O zamanlar bu gerçekten cesurca, üstelik fazla atak bir adımdı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[zarf]
Cesura yakışan biçimde, cesur gibi, cesaretle, yüreklice, yiğitçe, cesurane
-
[sıfat]
Cesura yakışan
- CEVABEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Cevap olarak, karşılık olarak
-
[zarf]
Cevap olarak, karşılık olarak
- CEPHANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ateşli silahlarla atılmak için hazırlanan her türlü patlayıcı madde, mühimmat
-
[isim]
Ateşli silahlarla atılmak için hazırlanan her türlü patlayıcı madde, mühimmat
- CEMBİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir çeşit eğri kama, hançer
- "Karşı taraf üstüne üşüşüp cembiye ile Türk çocuğunu parçaladılar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Ağzı eğri bir tür Arap bıçağı
-
[isim]
Bir çeşit eğri kama, hançer
- CEFAKEŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Cefa çeken, sıkıntıya katlanan
- "Bu, cefakeş bir işçi kadının hikâyesiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Cefa çeken, sıkıntıya katlanan
- CERRAHİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Cerrahlıkla ilgili
-
[isim]
Hekimliğin, ameliyatla tedavi yapan dalı
- "Beyin cerrahisi."
-
[sıfat]
Cerrahlıkla ilgili
- CEBRİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazgıcılık
-
[isim]
Yazgıcılık
- CEPHELİ
-
-
[sıfat]
Yönlü, taraflı
- "Tek cepheli edebiyatlara aldanmak istemiyorum." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Yönlü, taraflı
- CENUPLU
-
-
[sıfat]
Güneyli
-
[sıfat]
Güneyli
- CEFASIZ
- ...
- CEMİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dernek
- "Gazi'nin reisliği altında bir Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti var." (Etem İzzet Benice)
-
Düğün
- "Bohçacı hanım, cemiyetin nerede olacağını öğrenip yarın haber getirmeyi vadetmişti." (Sermet Muhtar Alus)
-
Bir olayı veya kişiyi kutlamak amacıyla bir araya gelen topluluk
- "Bir hafta olmazdı ki bir mektebe başlama, bir sünnet, bir düğün, bir lohusa cemiyeti görmeyelim." (Ömer Seyfettin)
-
Yüksek sosyete
-
Birbirine uygun veya zıt anlamlı kelimeleri tenasüp, tezat sanatları yoluyla bir araya getirme
-
Toplum
-
[isim]
Dernek
- CEBERUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı'nın her şeyin üstünde olan kudreti
- "Sahibikâinat olan ceberut." (Tevfik Fikret)
-
Tasavvufta Allah'a varmanın üçüncü basamağı
-
Merhametsizlik, zorbalık
- "Böyle ceberut sahibi firavunlar karşısında ağız açmak haddimize mi düşmüş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Acımasız, merhametsiz, zorba
- "Ceberut hanım, hiçbir şeye izin vermiyordu ki!" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Tanrı'nın her şeyin üstünde olan kudreti
- CESAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüklük, irilik
- "Dağdan baktığınızda her biri beş altı fil cesametinde." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Büyüklük, irilik