Sonunda at olan 5 harfli 99 kelime var. AT ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde at olan kelimeler listesine ya da başında at olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAŞAT
-
-
[sıfat]
Darmadağınık, işe yaramaz, bozuk, kötü
-
Yorgun, bitkin
-
[sıfat]
Darmadağınık, işe yaramaz, bozuk, kötü
- MUTAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alışılmış, alışılan
- "Kendilerine güçlükle yol açan mutat zevat da onun peşi sıra otomobilleriyle uzaklaştılar." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Alışılmış, alışılan
- BADAT
-
-
[isim]
Birleşikgillerden, şekeri çok, bir tür yer elması
-
[isim]
Birleşikgillerden, şekeri çok, bir tür yer elması
- IRGAT
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Tarım işçisi, rençper
- "Ayakaltında bir ırgat veya baş üstünde bir ana işlerinizi görür." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yapı işçisi
-
Gemilerde ve yapılarda yatay kollarla ve birkaç kişi tarafından çevrilen bocurgat
-
[isim]
Tarım işçisi, rençper
- BALAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Orta Çağda, üç bentten oluşan bir Batı şiiri türü
-
Batı'da, belirli danslara eşlik eden bir tür şarkı
-
Serbest biçimli, romantik, müzik araçlarıyla çalınan veya şarkı olarak okunan eser
- "Schubert'in balatları."
-
[isim]
Orta Çağda, üç bentten oluşan bir Batı şiiri türü
- BAŞAT
-
-
[sıfat]
Baskın
-
[sıfat]
Baskın
- VASAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Orta
-
[isim]
Ortam
-
[sıfat]
Orta
- MANAT
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Azerbaycan ve Türkmenistan para birimi
-
[isim]
Azerbaycan ve Türkmenistan para birimi
- KANAT
-
-
[isim]
Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ
- "Kuşun kanatlarını kısıp bir taş parçası gibi yere süzüldüğü gözümün önündedir." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bazı işsiz güçsüz takımı, beş para etmez yapılara kanat gererek kendilerini tatmin etme girişimindeler." (Aydın Boysan)
- "Yazarları, ressamları, müzikçileri kanatlarının altına alan krallar, padişahlar elbette hesaba sığmaz." (Salâh Birsel)
-
Balıklarda yüzgeç
-
Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey
-
Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı
- "Bir müddet kapı kanatlarının kenarlarını okşarcasına yokladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yan, taraf
- "Perde kanadı."
-
Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri
- "Partinin sol kanadı."
-
Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol
- "Yel değirmeni kanadı."
- "Pervane kanadı."
-
Angıç
-
Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah
- "Ordunun sağ kanadı."
-
Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol uçlarında yer alan oyuncular
-
[isim]
Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ
- SUVAT
-
-
[isim]
Hayvan suvaracak yer
-
[isim]
Hayvan suvaracak yer
- KESAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alışverişte durgunluk
- "Bugünlerde alışveriş de kesat." (Nabizade Nazım)
-
Yokluk, kıtlık
-
[isim]
Alışverişte durgunluk
- MEZAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açık artırma ile satış
- "Nesi var nesi yoksa toplar, buraya getirir, mezada koyardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Açık artırma ile satış yapılan yer
- "Bu masayı mezattan aldım."
-
[isim]
Açık artırma ile satış
- SARAT
-
-
[isim]
Büyük delikli kalbur
-
[isim]
Büyük delikli kalbur
- MEMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölüm
- "Hayat memat meselesi."
-
[isim]
Ölüm
- MAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kıç
-
Anüs
-
Minderli alçak sedir
- "... duvardaki çiviye lambayı asarken odanın makatına yığılır gibi oldu." (Abbas Sayar )
-
Minder yüzü, minderin üzerine yayılan kumaş
-
[isim]
Kıç
- FIRAT
- ...
- RİCAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vazgeçme
-
Gerileme, geri çekilme, geri kaçma
- "1683'te Viyana ricati ile imparatorluk, Avrupa fetihlerini kaybetmeye başlayacaktır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Vazgeçme
- SAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü
- "Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Şimdi koltuğumdan kımıldayamıyorum, bu yaşımda sakat oldum." (Refik Halit Karay)
-
Bozuk veya eksik
- "Sakat bir anlatım."
- "Sakat bir iş."
-
[sıfat]
Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü
- İFSAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzeni bozma, karışıklık çıkarma
-
Kargaşalık
-
[isim]
Düzeni bozma, karışıklık çıkarma
- İNŞAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şiir okuma, şiir söyleme
-
Bir şiiri, bir edebiyat eserini topluluk önünde, yüksek sesle ve gerektiği biçimde okuma
-
[isim]
Şiir okuma, şiir söyleme