Başında ak olan 6 harfli 42 kelime var. Ak ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ak olan kelimeler listesine ya da sonu ak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ak bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKSİNE
-
-
[zarf]
Tersine
- "Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Tersine
- AKBABA
-
-
[isim]
Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus)
-
[sıfat]
İhtiyar
-
[sıfat]
Çıkarı için başkalarını sömüren
-
[isim]
Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus)
- AKINCI
-
-
[isim]
Düşman ülkesine akın yapan savaşçı
- "Pencap vadilerine yerleşen akıncılar ana yurtlarını unutuverdiler." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
İleri uç oyuncusu
-
[isim]
Düşman ülkesine akın yapan savaşçı
- AKYAKA
- ...
- AKSAMA
-
-
[isim]
Aksamak işi
- "Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Aksamak işi
- AKAĞAÇ
-
-
[isim]
Gürgengillerin kerestesinden yararlanılan beyaz kabuklu bir türü (Zelkova carpinifolia)
-
[isim]
Gürgengillerin kerestesinden yararlanılan beyaz kabuklu bir türü (Zelkova carpinifolia)
- AKSEKİ
- ...
- AKSONA
-
-
[isim]
Vurgun hastalığına karşı uygulanan emniyet durakları
-
[isim]
Vurgun hastalığına karşı uygulanan emniyet durakları
- AKINTI
-
-
[isim]
Akma işi
- "Musluğun akıntısı bir türlü kesilemedi."
- "Ancak bugün anlıyoruz ki Mithat Paşa'dan beri o kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Havanın veya suyun herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, akım, cereyan
- "Bataklıklardan kurtulduktan sonra, akıntıyı takip ederek bir köye giriyordum." (Ömer Seyfettin)
-
Eğiklik, eğim, meyil
- "Bu damın akıntısı az gelmiş."
-
Çam türü ağaçlarda bulunan reçinenin eriyerek akması olayı
-
Sıvı yapıştırıcıların ağaç yüzeylerine gereğinden çok sürülmesi ile oluşan durum
-
Hastalık sebebiyle vücudun herhangi bir yerinden sulu madde akması
- "Ertesi sabah, sol kulağımda ağrı ile beraber akıntı başladı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Akma işi
- AKITIŞ
-
-
[isim]
Akıtma işi veya biçimi
-
[isim]
Akıtma işi veya biçimi
- AKYAZI
- ...
- AKIŞLI
-
-
[sıfat]
Akışı olan
-
[sıfat]
Akışı olan
- AKÖREN
- ...
- AKTÖRE
-
-
[isim]
Ahlak
- "Artık gemisini kurtaran kaptan olacaktır, aktöre yozlaşması ve çöküntü başlar." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Ahlak
- AKAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kısırlık, verimsizlik
-
Başarısızlık, sonuçsuzluk
- "Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Kısırlık, verimsizlik
- AKDARI
-
-
[isim]
Darı
-
[isim]
Darı
- AKSUNA
-
-
[isim]
Basınçlanma
-
[isim]
Basınçlanma
- AKIMLI
- ...
- AKSATA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alışveriş, ahzüita
- "Şarap satacağım, ben aksatama bakarım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Alışveriş, ahzüita
- AKRABA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım
- "Geceleyin, babam, amcam, akrabamız, hepsi istasyonda idiler." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler
- "Akraba diller."
-
Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular
- "Zulüm zorbalıkla akrabadır."
-
[isim]
Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım