Sonunda s olan 6 harfli 115 kelime var. S harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde s harfi olan kelimeler listesine ya da başında s harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- RAKKAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sarkaç
- "... rakkasın çıkardığı o muntazam tak tuklar, gündüzkinden birkaç derece daha büyümüş gibi işitiliyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Raksı meslek edinmiş erkek
-
[isim]
Sarkaç
- KIBRIS
- ...
- SEKANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belirli bir süre içinde arka arkaya giden şeyler, dizi
-
Bir bütün meydana getiren planlar dizisi
-
Bir melodi veya ritim motifinin gamın değişik derecelerinde tekrarı
-
[isim]
Belirli bir süre içinde arka arkaya giden şeyler, dizi
- VARYOS
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Balyoz
-
[isim]
Balyoz
- TESTİS
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Er bezi
-
[isim]
Er bezi
- METRİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Askerin çarpışma sırasında korunması için yapılan toprak siper
-
[isim]
Askerin çarpışma sırasında korunması için yapılan toprak siper
- MOTRİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Birkaç arabalı bir katarda elektrik motoru veya patlamalı motorla çalışan ve öbür arabaları çekmeye yarayan taşıt
-
[isim]
Birkaç arabalı bir katarda elektrik motoru veya patlamalı motorla çalışan ve öbür arabaları çekmeye yarayan taşıt
- FELİKS
-
-
[isim]
Palmiye yaprağına benzeyen, park ve bahçelerde süs için kullanılan iri gövdeli bir bitki (Phoenix canariersis)
-
[isim]
Palmiye yaprağına benzeyen, park ve bahçelerde süs için kullanılan iri gövdeli bir bitki (Phoenix canariersis)
- BORAKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yoğunlaşmış borik asitten türeyen sodyum tuzu
-
[isim]
Yoğunlaşmış borik asitten türeyen sodyum tuzu
- PASTİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Anason kokulu bir tür alkollü içki
- "Önce evde yapılmış vişne likörü yahut bizdeki rakıya benzeyen pastisler içilir." (Çetin Altan)
-
[isim]
Anason kokulu bir tür alkollü içki
- NİKRİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gut
-
[isim]
Gut
- LİSANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle dört yıl süren üniversite veya yüksekokul öğrenimi
- "Doktora veya lisanslarını hazırladıkları sırada maişet parasını büro ve otel garsonluğu yapmakla çıkarıyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bu öğrenim sonunda elde edilen ve diploma ile belgelendirilen akademik derece
-
Bir malı yabancı firma adına üretme izni
-
Bir sporcunun resmî yarışmalara katılabilmesi için spor federasyonunun kendisine verdiği kayıt fişi veya kimlik kartı
-
Yurda mal sokma veya yurttan mal çıkarma izni
- "İthal lisansı. İhraç lisansı."
-
[isim]
Genellikle dört yıl süren üniversite veya yüksekokul öğrenimi
- ALYANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Nişan yüzüğü
-
[isim]
Nişan yüzüğü
- İNİKAS
- ...
- TERMOS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yalıtım maddesiyle kaplı metal bir kılıf içine yerleştirilen, aralarında hava boşluğu bulunan çift çeperli cam şişeden oluşan, içine konan sıvının ısısını uzun süre koruyan kap
- "Benim termosumda bir parça su kalmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yalıtım maddesiyle kaplı metal bir kılıf içine yerleştirilen, aralarında hava boşluğu bulunan çift çeperli cam şişeden oluşan, içine konan sıvının ısısını uzun süre koruyan kap
- ALPAKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kolayca bükülebilen alüminyum ve silisyum karışımı
-
[isim]
Kolayca bükülebilen alüminyum ve silisyum karışımı
- BİTLİS
- ...
- MUHLİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dostluğunda ve inançlarında içten olan
-
[sıfat]
Dostluğunda ve inançlarında içten olan
- AKTRİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kadın oyuncu
- "Matmazel, sizin mükemmel bir aktris olduğunuzu işitiyorum." (Peyami Safa)
-
[isim]
Kadın oyuncu
- HASSAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Duyum ve duyguları algılayan
- "Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini'nin hassas kulakları sezdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Çabuk duygulanan, duygun, duyar, duyarlı, içli, alıngan
- "İri yarı bir adam olmakla beraber pek hassastı." (Aka Gündüz)
- "Sanatkârlar böyle cümlelere karşı pek hassas oluyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çabuk etkilenen
- "Düşmanın en hassas ve mühim noktası orası idi." (Atatürk)
-
Yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan (alet)
- "Hassas terazi."
-
[sıfat]
Duyum ve duyguları algılayan