Başında i olan 4 harfli 133 kelime var. İ harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde i harfi olan kelimeler listesine ya da sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında i bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İNİŞ

  1. [isim] İnme işi veya biçimi
  2. Yukarıdan aşağıya gittikçe alçalan eğimli yer, yokuş karşıtı
    • "İnişte yol uzadıkça uzadı."
  3. Gerileyiş, çöküş
  4. Araçlı jimnastikte, atlayarak veya hızlanarak araçtan ayrılma durumu

İNAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim
    • "Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir." (Tarık Buğra)
    • "Umarım ki o da çocukça inatlar etmez, bu iş de böylece bitmiş olur." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme
    • "İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı." (Ömer Seyfettin)
  3. [sıfat] İnatçı

İÇKİ

  1. [isim] İçinde alkol bulunan içecek
    • "Masamızda ne içki ne yemiş ne meze eksildi." (Burhan Felek)
    • "Bir buçuk yıl var ki içkiyi bırakmış." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu içeceği içme işi
    • "Arkadaş yoluna kumara, içkiye alıştım." (Tarık Buğra)

İAŞE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yedirip içirme, besleme, bakma
    • "İaşe son derece fena idi, açıkçası kıtlık vardı." (Refik Halit Karay)

İNCİ

  1. [isim] İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi
    • "Pek âlâ elinde inci gibi yazısı var, daha ziyade okuyup da ne olacak?" (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu tanelerden oluşan takı
    • "Yalıdaki ev, Dürnev Hanım'ın halılarını, incilerini gözden çıkarmasıyla kurtuldu." (Necati Cumalı)
  3. Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle

İMDİ

  1. [zarf] Buna göre, şu hâlde, artık
    • "İmdi, biz umutsuz da olsak tarih yapacağını yapar dersek, bunun sonu tembelliğe varır." (Melih Cevdet Anday)
  2. Şimdi

İNME

  1. [isim] İnmek işi
    • "Sağ yanına inme inmiş. Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise de fayda etmedi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Vücudun bir bölümünde hareket ve hissetmenin kalkması, felç, paralizi, nüzul

İVGİ

  1. [isim] Ağaç oymaya yarar kesici araç

İNAL

  1. [isim] Kendisine inanılan kimse

İKİZ

  1. [sıfat] İkisi bir arada doğan (çocuk)
  2. Birbirine tamamen benzeyen, eş
    • "Rıza boş arsaları, ikiz pembe villaları, havuzlu bahçeyi geçti." (Haldun Taner)
  3. [isim] Aynı çiçekten oluşmuş birbirine yapışık iki meyve

İZAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Açıklama
    • "Vaziyeti size açıkça ve namusluca izah ettim." (Aka Gündüz)

İSAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ulaştırma

İADE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alınmış bir şeyi geri verme
    • "Sekiz buçuk altını iade için eline mühim bir para geçmesi lazımdı." (Refik Halit Karay)
    • "Hariciye Nazırı Tevfik Paşa gelerek iade edilmelerini talep eylemiş." (Ahmet Rasim)
  2. Verilen bir şeyi almayarak geri çevirme, reddetme
  3. Karşılıklı olarak yapma, mukabele etme
    • "Karşıki kayalar benim sesimi bana iade ettiler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. İadeli

İKAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uyarma, uyarı, dikkat çekme, ihtar, tembih
    • "Yaşına başına yakıştıramadığım bazı hareketlerde bulunan babamı ikaz etmek lüzumunu duyduğundan mıdır, nedir?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Uyandırma

İKNA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir konuda birinin inanmasını sağlama, inandırma, kandırma
    • "Sinirleniyor, kendi kendimi ikna için daha ısrarla, daha fazla konuşuyordum." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Mektubu sırf Saffet'in saadeti için gönderdiğine kendi vicdanını ikna etmek mecburiyetini hissediyordu." (Halide Edip Adıvar)

İNAN

  1. [isim] İnanma işi
    • "İnan olsun, ben bunu biliyordum."
    • "Gazeteciler mübalağacıdırlar, sözlerine pek inan olmaz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman, itikat
    • "... kendi paylarına düşen fedakârlığı, devlet, millet uğrunda inanla, güvenle, umutla bir daha tazeliyorlardı." (Ruşen Eşref Ünaydın)

İMAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bayındırlık
    • "Bu şehri imar etmek yalnız sokak açmak, alan yapmak değildir." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Boğaziçi sırtları imara açıldı." (Aydın Boysan)

İLLİ
...
İBRA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aklama, temize çıkarma

İZAÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bunaltma, tedirgin etme, baş ağrıtma, can sıkma
    • "Bu vaka Bilal'i, uşakların izacından tamamen kurtardı." (Halide Edip Adıvar)
    • "Fısıltıları bu sakin adamı gıdıklıyor, izaç ediyor." (Halide Edip Adıvar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü