Başında ç olan 4 harfli 36 kelime var. Ç harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ç harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ç harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ç bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇATI

  1. [isim] Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü
    • "Sık ağaçlar arasında yalnız üst katının çatısı görünen kırmızı aşı boyalı bir eski eve doğru yürüyorlardı." (Ömer Seyfettin)
  2. Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü
  3. Yapının tavanı ile damı arasındaki kullanılan yer
  4. İnsan ve hayvanda iskeletin kuruluşu
  5. Barınılan, sığınılan yer
  6. Belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu birlik
  7. Özne, nesne durumlarına göre, belirli çatı eklerinin fiil kök veya gövdelerine getirilen türev, bina: Sevinmek (sev-in-), sevdirmek (sev-dir-), sevindirmek (sev-in-dir-) gibi
  8. Hikâye, roman, piyes vb. edebî türlerde olay kuruluşu, kurgu
    • "Halit Ziya Uşaklıgil'in, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun, Reşat Nuri Güntekin'in romanlarındaki sağlam çatıyı onunkilerde bulamazdınız." (Haldun Taner)
  9. Bir yapıyı örten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı

ÇENK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Arpı andıran, telli bir çalgı

ÇOĞU

  1. [zamir] Bir şeyin büyük bölümü
    • "Biz o zaman okuduğumuz mısraların çoğunu ezber bilirdik." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "İkinci defa düğünümüzden bahsettim: -Biraz daha sabret Sara dedi. Çoğu gitti azı kaldı." (Aka Gündüz)
  2. Çok kimse
    • "Arkadaşlarımın çoğu gibi mektebe lalalarla, uşaklarla gitmedim." (Ahmet Hamdi Tanpınar)

ÇUKA

  1. [isim] Akdeniz, Marmara ve Karadeniz'de yaşayan tekirlerin irisi

ÇIRA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çam vb. reçineli ağaçların yağlı ve çabuk yanmaya elverişli bölümü
  2. Bu bölümden küçük küçük kesilerek hazırlanmış, tutuşturma ve aydınlatma işlerinde kullanılan parça
  3. Lamba

ÇUHA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tüysüz, ince, sık dokunmuş yün kumaş
    • "Yüzü al çuha gibi kızarmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)

ÇİTA

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Etçil memeliler sınıfının etçiller takımının kedigiller familyasından bir hayvan

ÇAÇA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Ticaret gemilerinde eski ve usta gemici
  2. Genelev işleten kadın, abla, mama

ÇETE

Kelime Kökeni : Bulgarca

  1. [isim] Yasa dışı işler yapmak veya etrafındakileri korkutmak amacıyla bir araya gelmiş topluluk
  2. Ordu birliklerinden olmayan silahlı küçük birlik
    • "Bir korsan çetesi kuracak, adadan adaya geçerek..." (Refik Halit Karay)

ÇEKİ

  1. [isim] Tartı
  2. 225,978 kg olan, odun, kireç vb. ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan ağırlık ölçü birimi
  3. Üzüntü, sıkıntı
  4. Kadınların başlarına bağladıkları örtü

ÇIPA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gemilerin dalgalara, akıntılara kapılarak yer değiştirmemesi için suya atılan, zincirle gemiye bağlı bulunan, ucu çengelli ağır demir araç, çipo, demir

ÇİSE

  1. [isim] İnce yağmur, çisenti

ÇIMA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Halat ucu

ÇİTİ

  1. [isim] Çitme işi

ÇAKI

  1. [isim] Açılıp kapanan bir veya birkaç ağızlı küçük cep bıçağı
    • "İki çocuk tahta saplı bir çakı ile kollarını çizdiler." (Ömer Seyfettin)
    • "Övünmek saymazsanız, çakı gibi topçu subayı oluyordum." (Refik Erduran)
  2. Denizçakısı

ÇABA

  1. [isim] Herhangi bir işi yapmak için ortaya konan güç, zorlu, sürekli çalışma, gayret, ceht, efor
    • "Yoksa başlı başına zafer, boşuna bir çaba olur." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Onu kurtarabilmek için olmayacak şeylere saldırmak derecesinde bir çaba gösteriyorsunuz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Tehlikeyi anlamış olacak ki seçimlerde oylarını dağıtmamaya çaba harcıyordu." (Tarık Buğra)

ÇEÇE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İki kanatlılardan, insana uyku hastalığı aşılayan, sinekten büyük bir cins Güney Afrika böceği (Glossina)

ÇİFT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler)
    • "Harmanı biz dövelim, öküzleri biz çifte koşalım, tarlayı biz sürelim, siz yukarıda aşık atın." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [isim] Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş
    • "Kocası İtalyan, karısı Sırbistanlı olan bu çift ile araları pek iyi idi, ailece de görüşüyorlardı." (Refik Halit Karay)
  3. [isim] Toprağı sürmek için birlikte koşulan iki hayvan
  4. [isim] Küçük maşa veya cımbız
    • "Kuyumcu çifti. Saatçi çifti."

ÇERİ

  1. [isim] Asker

ÇARE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm yolu
    • "Sonra aklına daha emin bir çare gelmiş gibi ters yüzü geri döndü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Sıkboğaz etme çocuğum. Bir çaresine bakacağız. Ben annenle konuşurum.." (Mahmut Yesari)
  2. Tedavi yolu, deva

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü