İçinde ş olan 5 harfli 545 kelime var. İçerisinde Ş harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ş harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EŞREF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok onurlu, çok şerefli

İŞGAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yeri ele geçirme
    • "Çuhahane bir kumaş fabrikasıydı, İstanbul'un işgali sırasında İngilizler yaktılar." (Burhan Felek)
    • "Ertesi gün Kanaltepe-Sivrihisar hattını işgal ettik." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bir kimseyi işten alıkoyma, engelleme, oyalama
    • "Buraya geldiğim günden beri beni işgal eden en mühim şey kendimi alıştırmak, ısındırmak cehdidir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Uğraştırma

NAŞİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yayımcı
  2. [sıfat] Yayan, saçan

ŞİŞEK

  1. [isim] İki yaşındaki koyun
  2. Kuzulama dönemine girmiş veya doğurmuş koyun

MELEŞ

  1. [isim] İki kuzulu koyun

PEŞLİ

  1. Peş (II) eklenerek genişletilmiş (giysi)
    • "Hacı Kalfa, bugün arkasına dört peşli bir eski zaman entarisi giymiş..." (Reşat Nuri Güntekin)

BEZİŞ

  1. [isim] Bezme işi veya biçimi

PELÜŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yüzü uzun tüylü, yumuşak ve parlak, kadifeye benzer bir kumaş türü

TAŞLI

  1. [sıfat] İçinde taş olan, taş karışmış olan (tahıl, bakliyat vb.)
    • "Yağsız köpüklü ayranlar içmiş, taşlı bulgur pilavı yemişler." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Üzerinde taş bulunan
    • "İri taşlı tespihinin parmakları arasında arada bir şıkırdaması..." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Üzerinde süs taşı bulunan
    • "Taşlı yüzük."

BİŞEK

  1. [isim] Yayık dövmede kullanılan araç

İNŞAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şiir okuma, şiir söyleme
  2. Bir şiiri, bir edebiyat eserini topluluk önünde, yüksek sesle ve gerektiği biçimde okuma

BULAŞ
...
KÖMÜŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Manda

YAĞIŞ

  1. [isim] Yağma işi
  2. Havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi
  3. Yağan yağmur veya kar miktarı
  4. Yağmur

İŞTEŞ

  1. [sıfat] İşte ortak olan
  2. İşteş fiil

KOMŞU

  1. [isim] Konutları yakın olan kimselerin birbirine göre aldıkları ad
  2. [sıfat] Sınır ortaklığı bulunan, mücavir
    • "Komşu bahçeler arasında da pek kullanılmayan yan kapılar vardı." (Çetin Altan)

BÖLÜŞ

  1. [isim] Bölme işi veya biçimi
    • "Sağdan sola taksim etmiş örgüsün / Onar onar bölüşünü sevdiğim." (Ruhsati)

EŞLİK

  1. [isim] Eş olma durumu
  2. Belirli bir modeli ile armoni oluşturan ve bir veya birkaç partiye bölüştürülen sesler bütünü

FİŞKA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Çipo tırnağını kaldırıp asmak için geminin kenarında bulunan sabit veya hareketli demir askı

KEŞİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma
    • "Meselenin künhü bir türlü keşif ve halledilemiyor." (Refik Halit Karay)
  2. Var olduğu bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması
    • "Amerika'nın keşfi."
  3. Gizli olan bir şey hakkında geniş bilgi edinme
  4. Bir şeyin olacağını önceden anlama, sezme, tahmin
  5. Bir olay veya durumun oluş nedenlerini anlayabilmek için yerinde inceleme yapma
    • "Bu davaların dağ tepe keşiflerine koşar, kararlarını kaleme alır." (Necati Cumalı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü