İçinde it olan 5 harfli 140 kelime var. İçerisinde İT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında it olan kelimeler listesine ya da Sonu it ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
T İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İT, Tİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİTME
-
-
[isim]
Bitmek işi
-
[isim]
Bitmek işi
- SENİT
-
-
[isim]
Hamur tahtası
-
[isim]
Hamur tahtası
- VERİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplardamar
-
[isim]
Toplardamar
- VAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir, tek
-
[sıfat]
Bir, tek
- MÜFİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yararlı, faydalı
-
Anlatan, ifade eden
-
[sıfat]
Yararlı, faydalı
- BİTİK
-
-
[sıfat]
Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış
- "Ne bitik, ne cılız işitilmiyor bile." (Peyami Safa)
-
Durumu kötü, fena
- "Hoşa gitmeyen cilvelere kalkarlarsa hâlimiz bitiktir." (Haldun Taner)
-
Yapışık, dolaşık, ekli
-
[sıfat]
Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış
- OOSİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Büyüme evresini tamamlamış fakat henüz döllenebilecek duruma gelmemiş dişi gamet
-
[isim]
Büyüme evresini tamamlamış fakat henüz döllenebilecek duruma gelmemiş dişi gamet
- GİTAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle altı telli, telleri iki parmak arasında çekilerek çalınan bir çalgı
-
[isim]
Genellikle altı telli, telleri iki parmak arasında çekilerek çalınan bir çalgı
- LİPİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hayvan ve bitki dokularının eter, benzin, kloroform vb. yağ çözücülerinde eriyen bölümü
-
[isim]
Hayvan ve bitki dokularının eter, benzin, kloroform vb. yağ çözücülerinde eriyen bölümü
- İTMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek
- "Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar." (Halide Edip Adıvar)
-
Kapı, pencere vb.ni güç uygulayarak açmak veya kapamak
- "Yavaşça kapıyı itti, elinde yoğurt bakracıyla girdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Bulunduğu yerden aşağı düşürmek
- "Suya itmek. Havuza itmek."
-
Sürüklemek, sevk etmek
-
Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisinden uzaklaşmaya zorlamak, çekmek karşıtı
- "Aynı cins elektrikli iki cisim birbirini iter."
-
[-i]
Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek
- BİTAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bitkin, yorgun
- "Sabaha doğru bitap düştü, onun kucağında uyuyakaldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bitkin, yorgun
- DİVİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hokkadaki mürekkebe batırılarak yazı yazmaya yarayan ve değişik uçları olan bir tür kalem
- "Rahlesinin üstünde diviti, kitapları ve değnekleri dururdu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Hokkadaki mürekkebe batırılarak yazı yazmaya yarayan ve değişik uçları olan bir tür kalem
- SABİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yerinden oynamayan, yerini değiştirmeyen, durağan
- "Önceden koyduğu teşhislerin doğruluğu sonradan kaç defa sabit olmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Gerçekliği tespit edilmiş, kanıtlanmış olan
-
Değişmeyen, hep aynı kalan, önceden ayarlanmış
- "Sabit gelir."
-
[sıfat]
Yerinden oynamayan, yerini değiştirmeyen, durağan
- İTHAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçine alma
-
Bir ülkeye başka ülkelerden mal getirme veya satın alma
-
Başka ülkelerden alınan mal
-
[isim]
İçine alma
- İSPİT
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Jant
-
[isim]
Jant
- ŞAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanık
- "Kendisine uzun uzun anlattığım hikâyemin şahidi yoktu." (Refik Halit Karay)
- "Neler yapabileceğine, kasabayı, memurları iki parmağı üstünde oynattığına çok şahit olmuşlardı." (Yahya Kemal)
- "Eniştemiz bizi şahit tuttukça babam da istihzalı bir tavır alır, kıs kıs gülerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Tanık
- VİTİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vitir namazı
-
[isim]
Vitir namazı
- CİRİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
At koşturup birbirine değnek atarak takım hâlinde oynanan oyun, cirit oyunu
- "Fareler evde cirit atıyor."
- "Bu dallardan kendimize atlar yapar, cirit oynar, yarışa çıkardık." (Ömer Seyfettin)
-
Bu oyunda atılan değnek
-
[isim]
At koşturup birbirine değnek atarak takım hâlinde oynanan oyun, cirit oyunu
- MUCİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yeni bir buluş ortaya koyan, icat eden kimse
-
[sıfat]
Yaratıcı, yaratan
-
[isim]
Yeni bir buluş ortaya koyan, icat eden kimse
- TÜVİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Taranmış yünden yapılan, çoğu iki renkte, spor giyecekler yapımında kullanılan kumaş türü
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
- "Tüvit tayyör."
-
[isim]
Taranmış yünden yapılan, çoğu iki renkte, spor giyecekler yapımında kullanılan kumaş türü