İçinde im olan 4 harfli 33 kelime var. İçerisinde İM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında im olan kelimeler listesine ya da Sonu im ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
M İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İM, Mİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İLİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilim
- "Kılıç gibi kesen ve şakırdayan mantığıyla ilmin askerleşmiş tipiydi." (Peyami Safa)
- "Onun ilminden anlayan şoför seni istediği yere götürür." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Ayrıntı, özellik, nitelik
-
[isim]
Bilim
- İMZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin, bir yazının altına bu yazıyı yazdığını veya onayladığını belirtmek için her zaman aynı biçimde yazdığı ad veya işaret
- "Mektubun sonunda imzamı görür görmez kim bilir ne kadar şaşıracaksın." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Önüne bir tomar parşömen çeken ağa, yeni öğrendiği imzasını atmaya başladı." (Orhan Kemal)
- "Bir haftaya kalmayacak, bizim delegeler sulhu imza edecekler." (Ömer Seyfettin)
-
İmzalama işi
-
Herhangi bir dalda ün yapmış yazar, sanatçı
- "Dergi en ünlü imzalara yer veriyor."
-
[isim]
Bir kimsenin, bir yazının altına bu yazıyı yazdığını veya onayladığını belirtmek için her zaman aynı biçimde yazdığı ad veya işaret
- İMAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ham maddeyi işleyip mal üretme
- "Ayakkabı imal etmek."
-
Yapım
-
[isim]
Ham maddeyi işleyip mal üretme
- LİMA
- ...
- LİME
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parça
-
[isim]
Parça
- İMLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazım
- "İmla bahsi, yalnız bizde değil, Fransa'da dahi gariplikler uyandırmıştır." (Ahmet Rasim)
-
Doldurma, doldurulma
- "Tarihî inkılabımızın bir sahifesi, İkinci İnönü zaferiyle imla edildi." (Atatürk)
-
[isim]
Yazım
- ESİM
-
-
[isim]
Yelin esişi
-
[isim]
Yelin esişi
- AZİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işteki engelleri yenme kararlılığı
-
[isim]
Bir işteki engelleri yenme kararlılığı
- ALİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bilen, bilici
-
[sıfat]
Bilen, bilici
- ERİM
-
-
[isim]
Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil
- "El erimi. Göz erimi."
-
[isim]
Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil
- PRİM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İşveren tarafından iş yapanı isteklendirip verimini artırmak veya sonuca daha kolay ve çabuk ulaşmasını sağlamak amacıyla verilen para
- "Kimi mutluluğu attığı golde, aldığı primde, kırdığı rekorda bulur." (Haldun Taner)
-
Sigorta kuruluşlarına bağlı olanların ödemek zorunda oldukları ücret
-
Pay senetlerinin asıl fiyatı ile piyasa fiyatı arasındaki artış
-
[isim]
İşveren tarafından iş yapanı isteklendirip verimini artırmak veya sonuca daha kolay ve çabuk ulaşmasını sağlamak amacıyla verilen para
- İÇİM
-
-
[isim]
İçme işi veya biçimi, içiş
-
Bir şey içilirken alınan tat
- "Bu çayın rengi yok ama içimi iyi."
-
[sıfat]
Bir yudumda içilecek miktarda olan
-
[isim]
İçme işi veya biçimi, içiş
- DİMİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Sıkı dokunmuş bir tür pamuklu kumaş
-
[isim]
Sıkı dokunmuş bir tür pamuklu kumaş
- EKİM
-
-
[isim]
Ekme işi
- "... ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." (Ömer Seyfettin)
-
Yılın otuz bir gün süren, onuncu ayı, teşrinievvel
-
[isim]
Ekme işi
- İMİK
- ...
- ŞİME
- ...
- İMGE
-
-
[isim]
Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, hayal, hülya
-
Genel görünüş, izlenim, imaj
- "Efsanevi asi kız imgesine, bu imgenin kararlı ödünsüzlüğüne kavuşabilirdi." (Murathan Mungan)
-
Duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri, hayal, imaj
-
Duyularla algılanan, bir uyaran söz konusu olmaksızın bilinçte beliren nesne ve olaylar, hayal, imaj
-
[isim]
Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, hayal, hülya
- EDİM
-
-
[isim]
Yapılmış, gerçekleşmiş iş, amel, fiil
- "Günlük yaşamımıza şöyle bir baksak, her edimimizin altında umutluluk bulunmadığını görürüz." (Melih Cevdet Anday)
-
İnsan davranışı
-
Alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu davranış, ivaz
-
Belirli bir durumla karşılaştığı zaman kişinin yapabildiği davranış
-
[isim]
Yapılmış, gerçekleşmiş iş, amel, fiil
- İMAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cemaate namaz kıldıran kimse
-
Müslümanlıkta mezhep kuran kimse
-
Hz. Muhammed'den sonra onun vekilliği görevini üzerine alan halifelere verilen unvan
-
Bazı küçük İslam devletlerinde devlet başkanı
-
En önde bulunan kimse, önder
-
[isim]
Cemaate namaz kıldıran kimse
- DAİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sürekli, sonsuz
-
[zarf]
Daima
-
[sıfat]
Sürekli, sonsuz