İçinde ün olan 5 harfli 68 kelime var. İçerisinde ÜN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ün olan kelimeler listesine ya da Sonu ün ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

N Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

NÜ, ÜN

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BÜRÜN
...
BÜTÜN

  1. [sıfat] Eksiksiz, tam
    • "Güller bütün güller bu sabah / Bir ağızdan şarkı söyler gibi açıyor her bahçede." (Necati Cumalı)
    • "Meseleyi bütün çıplaklığıyla anlattım." (Mahmut Yesari)
  2. Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi
    • "Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Bozuk olmayan (para)
    • "Bütün para."
  4. Parçalanmamış
  5. [isim] Birlik, tamlık
    • "Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder." (Orhan Veli Kanık)

TÜNEL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yandan öbür yana geçebilmek için yer altında, genellikle dağların içinde açılan yol
    • "Dağların içinde bir tren gidiyor. Bak! Tam tünele girmek üzere." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Çevresi kapalı yol
    • "Polisler, fotoğrafçılar çıkış tüneline doğru birikirler." (Haldun Taner)

DÜNYA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun
    • "Fakat kendi tabiri üzerine dünya başına yıkılmış zannetti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "... bütün dünya bir araya gelse fikrimi değiştiremez." (Ömer Seyfettin)
    • "Seni dünya gözüyle bir daha görmeyi nasip edene şükrolsun." (Yahya Kemal)
    • "Eve döneyim desen Feneryolu istasyonuna dünya kadar yol var." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Dış, çevre, ortam
    • "Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  3. İnançları bir olan ülke veya insanlar topluluğu
    • "Batı dünyası. Doğu dünyası."
  4. Meslek veya iş birliği içinde bulunma, camia
    • "Ressamlar dünyasında onun yeri ayrıdır."
  5. [zamir] Elgün, herkes
  6. Duygu, düşünce ve hayal âlemi
    • "Köprüye kadar kendi dünyaları içinde ne tatlı, ne özlü konuşurlardı." (Yusuf Ziya Ortaç)

BUGÜN

  1. [isim] İçinde bulunduğumuz gün
    • "Bugünün işini yarına bırakma."
    • "Bugünden yarına yiyecek ekmeği olmayanlar için para ve mal her şeyden üstündür." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. İçinde bulunduğumuz çağ, zaman
    • "Bugünün çoluğu çocuğu hep sakallı." (Haldun Taner)
  3. [zarf] İçinde bulunduğumuz günde
    • "Bugün hava güzel."

GÜNEŞ

  1. [isim] Işık ve ısı veren büyük gök cismi
    • "Akşam iyice yaklaşmış, güneş batmaya yüz tutmuştu." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Ömrübillah güneşi üzerine doğdurmamış olmakla övünüyor." (Haldun Taner)
  2. Bu gök cisminin yaydığı ışık ve ısı
    • "Güneş girmeyen eve doktor girer."

GÜNEY

  1. [isim] Solunu doğuya, sağını batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, cenup, kuzey karşıtı
    • "Konya, Ankara'nın güneyindedir."
  2. Güneş gören yer
  3. Lodos

FÜNYE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Barut vb. patlayıcı maddeleri ateşlemek için kullanılan kapsül
  2. Topu ateşlemek için falya deliğine konulan araç

BÜNYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Vücut yapısı
    • "Çok kuvvetli bir bünyeye sahipsiniz, nadir rastladığım vücutlardan." (Refik Halit Karay)
  2. Yapılış, kuruluş
    • "İlk bakışta fertlerin toplum bünyesi içinde çizdiği belirli çizgiler bunlardır." (Çetin Altan)
  3. Bir kurum, kuruluş veya iş yerinin iç yapısı

HÜSÜN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güzellik

ÜNLEM

  1. [isim] Türlü duyguları anlatan veya bir doğa sesini yansıtan kelime, nida: Ah! oh! şak, çat vb
  2. Ünlem işareti

RÜKÜN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin en güçlü ve sağlam yönü
  2. Bir kurulun, bir topluluğun en önemli üyelerinden her biri

CÜNÜP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Dinin buyurduğu biçimde henüz yıkanmadığı için temiz sayılmayan (kimse), cenabet

ÖDÜNÇ

  1. [isim] İleride geri verilmek veya alınmak şartıyla alınan veya verilen şey
    • "Kısa ve uzun vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu." (Falih Rıfkı Atay)

ÜZÜNÇ

  1. [isim] Üzüntü
    • "Çocukların oyun gürültülerinde bile insanı burkan bir üzünç gizlidir." (Selim İleri)

SÜNNİ
...
HÜZÜN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İç kapanıklığı, gönül üzgünlüğü, gam, keder, sıkıntı
    • "Bereket versin bu hüzün uzun sürmez, çabuk dağılır ve kızcağız bir müddet sonra o daimî mağrur hâlini alıverirdi." (Haldun Taner)
    • "İçinde henüz bir cenaze çıkmış evi andıran Hollanda Hariciye Nezaretini terk ederken yüreğime bir hüzün çökmüştü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ÜNDEŞ

  1. [isim] Benzer sesle biten söz veya cümle

ÜSTÜN

  1. [sıfat] Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan
    • "Zekâsının işlek, hatasız ve çok üstün olduğunu bir daha anlıyorum." (Refik Halit Karay)
    • "Aşk, hayatın bütün zevklerine üstün gelen ruhani bir varlıktır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik
    • "Aliço'nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir." (Salâh Birsel)

GÜNLÜ

  1. [sıfat] Tarihli
    • "25 Ağustos 1967 günlü yazı."
  2. Belli bir zamanla sınırlı
    • "Bu yazı günlüdür."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü