İçinde ur olan 6 harfli 157 kelime var. İçerisinde UR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ur olan kelimeler listesine ya da Sonu ur ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

LANGUR

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Maymunlardan, Hindistan'da yaşayan, kül rengi veya kırmızıya çalan sarı tüylü, büyük bir maymun (Presbytis entellus)

OTURAK

  1. [isim] Oturulacak yer veya şey
  2. Alçak iskemle
  3. Bir şeyin yere gelen tarafı, taban
  4. Ördek
  5. İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti
  6. Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm
  7. [sıfat] Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm
  8. Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta

URAĞAN

  1. [isim] Beraberinde yağmur getirmeyen güçlü fırtına

ÇİPURA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Karagöz balığına benzer, eti beyaz bir Akdeniz balığı (Aurata aurata)
    • "Yarın İzmir'deyiz! Gelsin buz gibi arslan sütü, meze de çipura, dedi." (Halikarnas Balıkçısı)

TURGOR

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Hücrenin çok su çekerek şişmesi, öz suyunun kıvamının azalması

KURBAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinin buyruğunu veya bir adağı yerine getirmek için kesilen hayvan
    • "Yarım okka et, onun elinde bir kurban kadar bereketli." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Muhakkak bir ihanete kurban gitmiştir." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
    • "Kurban olayım, ne güzel memleket!"
    • "Üçümüzün müşterek kurbanı olduğumuz acı bir devir, bahçenin tatlı havasını ağırlaştırmıştı." (Halide Edip Adıvar)
  2. [ünlem] İçtenliği belirten bir seslenme sözü
    • "Kurban! Nerede kaldın?"
    • "Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal." (Mehmet Akif Ersoy)
  3. Bir ülkü uğrunda feda edilen veya kendini feda eden kimse
    • "Hava kurbanları."
  4. Bir kazada veya felakette ölen kimse
    • "Vardar, her sene Üsküp'ten beş on kurban alan bir nehirdi." (Yahya Kemal Beyatlı)
  5. Maddi ve manevi bakımdan felakete sürüklenmiş, insani değerlerini yitirmek zorunda kalmış veya bırakılmış kimse
    • "Benim gibi nice kızlar beyaz kadın ticaretinin kurbanı olmuşlardır." (Aka Gündüz)
  6. Müslümanlarda Kurban Bayramı
    • "Kurbanda geleceklermiş."

KURULU

  1. [sıfat] Kurulmuş olan, yerleşmiş, oturmuş
    • "Herkes kendini damlara, kurulu cibinliklerin içine atardı." (Burhan Günel)

MENSUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düz yazı
    • "Manzum teliflerim ve mensur tercümelerimle Türk sahnesine ettiğim hizmetin hakikaten bir değeri var mı?" (Halit Fahri Ozansoy)

PAPURA

  1. [isim] İki çift öküzle çekilen ağır saban

BURHAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kanıt
  2. Belgit

MURGUL
...
GURBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğup yaşanılmış olan yerden uzak yer, gurbetlik
    • "Ben gurbette değilim / Gurbet benim içimde." (Kemalettin Kamu)
    • "İçinde gurbet acısına benzer bir sızı duyuyordu." (Haldun Taner)

ABAJUR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi
  2. Genellikle üzeri siperli masa lambası veya ayaklı lamba
    • "... baş ucundaki abajuru açık bırakmıştı." (Haldun Taner)

LAHURİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Lahor'da yapılan her tür şal

UÇURUŞ
...
OSURUŞ
...
PARKUR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Binicilik, bisiklet, atletizm, yürüyüş vb. sporların yapıldığı özel yol
  2. Gezi ve yürüyüş yapılan özel yol

KURACI

  1. [isim] Askere alınacak gençlerin belli olması için onlara kura çektiren subay

MECBUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Herhangi bir konuda yükümlü, bir şeyi yapmak zorunda olan
    • "Biz toprağımızdan düşmanı atmaya mecburuz." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Ertesi gün beni daireden istifaya mecbur ettiler." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Memleketin büyük menfaati, beni bu yolda harekete mecbur tutuyordu." (Atatürk)
  2. Bağlı, düşkün, tutkun

UÇURMA

  1. [isim] Uçurmak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü