İçinde un olan 6 harfli 108 kelime var. İçerisinde UN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında un olan kelimeler listesine ya da Sonu un ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BOŞUNA
-
-
[zarf]
Boş yere, yararsız yere, gereksiz, beyhude, nafile, tevekkeli
- "Kızı boşuna sinirlendirmişsin." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Boş yere, yararsız yere, gereksiz, beyhude, nafile, tevekkeli
- GÜLGUN
- ...
- OYUNCU
-
-
[isim]
Herhangi bir oyunda oynayan kimse
- "Oyuncuları meydana çağırıyor ve düdüğümü çalıyorum." (Peyami Safa)
-
Sinema, perde veya bir gösteride rol alan sanatçı, aktör, aktris
- "Hiç kibar sınıfından, asilzade bir gencin oyuncu olduğunu gördünüz mü?" (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Oyunu seven
- "Oyuncu kedi."
-
[sıfat]
Düzenci, hileci
-
[sıfat]
Çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen (kimse)
- "Oyuncu bir pehlivan."
-
[isim]
Herhangi bir oyunda oynayan kimse
- AVUNUŞ
- ...
- MEDYUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Verecekli, borçlu
-
[sıfat]
Verecekli, borçlu
- USTUNÇ
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Taşınabilir cerrah araçları takımı
-
[isim]
Taşınabilir cerrah araçları takımı
- AKSUNA
-
-
[isim]
Basınçlanma
-
[isim]
Basınçlanma
- BOYUNA
-
-
[zarf]
Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına, tulani
- "Hızlı adımlarla caddeyi boyuna yürüyorlar." (Haldun Taner)
-
(bo'yuna) Ara vermeden, durmaksızın
- "Doktor Haldun lakırtıya ondan evvel yakalanmış, boyuna anlatıyordu." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[zarf]
Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına, tulani
- BUNSUZ
-
-
[zarf]
Bu olmaksızın
-
[zarf]
Bu olmaksızın
- HUNNAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anjin
- "Hemen içelim dedi, boğazım kurudu, yutkuna yutkuna hunnak oldum." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Anjin
- OKUNUŞ
-
-
[isim]
Okunma işi veya biçimi
-
[isim]
Okunma işi veya biçimi
- UPUZUN
-
-
[sıfat]
Çok uzun
- "Günden güne koskoca, upuzun, pırıl pırıl geçmişini eskiten, bozan, eciş bücüş eden bir İbiş..." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Tamamıyla uzanmış bir durumda
- "Babam karyolasında arkası üstü, upuzun yatıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Çok uzun
- COŞKUN
-
-
[sıfat]
Coşmuş olan
- "Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim." (Tevfik Fikret)
-
[sıfat]
Coşmuş olan
- SORGUN
-
-
[isim]
Sepetçi söğüdü
-
[isim]
Sepetçi söğüdü
- ODUNCU
-
-
[isim]
Odun kesen veya satan kimse
-
[isim]
Odun kesen veya satan kimse
- BOĞUNÇ
-
-
[isim]
Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
- "Bize daima yakın tarihimizin kaygılar, boğunçlar uyandıracak siyasalarından birer portre çizmeyi amaçlamış gibidir." (Selim İleri)
-
[isim]
Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
- BARBUN
- ...
- MUNZAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Katılmış, ulanmış, eklenmiş
-
[isim]
Katma, ekleme, ek
-
[sıfat]
Katılmış, ulanmış, eklenmiş
- ŞUNSUZ
- ...
- UFUNET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Pis koku
- "Kokladığım bu havada devrin ufunetini hissediyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
İrin, cerahat
-
[isim]
Pis koku