İçinde tik olan 6 harfli 28 kelime var. İçerisinde TİK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tik olan kelimeler listesine ya da Sonu tik ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K T İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KİT, TİK
2 Harfli Kelimeler
İT, Kİ, Tİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PATİKA
-
Kelime Kökeni : Bulgarca
-
[isim]
Keçi yolu, çığır, yolak
- "Böğürtlenler, yabani erguvanlar, mersinlerle kaplı patikadan Topal Avni Bey'in tarlasına doğru koşmaya başladılar." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Keçi yolu, çığır, yolak
- MİSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mistisizm yanlısı olan, ilahiyat veya mistik yaşamla uğraşan kimse, gizemci
-
[sıfat]
Mistisizm ile ilgili
- "Gaipten sesler duyuyor, ruhuna fısıldanan mistik şiirler yazıyordu artık." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Mistisizm yanlısı olan, ilahiyat veya mistik yaşamla uğraşan kimse, gizemci
- KAOTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Karmakarışık, altüst olmuş
-
[sıfat]
Karmakarışık, altüst olmuş
- STATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Duruk
-
Gelişme, ilerleme göstermeyen
- "Bütün ömrü bu çeşit statik susanlara karşı mücadeleyle geçmiş Atatürk gibi bir büyük inkılapçı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Duruk
- İTİKAL
- ...
- PRATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Uygulamalı
-
Kolaylıkla uygulanabilir, kullanışlı
- "Çok görmüş halk adamlarına mahsus pratik bir zekâsı vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir şeyi yapma yöntemi veya biçimi, teamül
-
[isim]
Bir sanat ve bilim dalının ilkelerinin, kurallarının uygulanışı, kılgı, uygulama, tatbik, ameliye
-
Uygulamalı
- RUSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Köy evi veya köy görünüşü veren, kırsal
- "Rustik barlarda her şey sıcacık ve tahtadır." (Çetin Altan)
-
[isim]
Pencere üstlerine takılan ahşap korniş
-
[sıfat]
Köy evi veya köy görünüşü veren, kırsal
- KRİTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eleştiri
- "Orhan'ın apartmanını kritik etmek için ince bahaneler arıyordu." (Peyami Safa)
-
Ciddi
-
[sıfat]
Nazik
-
[isim]
Eleştiri
- ÇELTİK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kabuğu ayıklanmamış pirinç
-
[isim]
Kabuğu ayıklanmamış pirinç
- TİFTİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tiftik keçisinin ince, yumuşak, parlak yünü, moher
- "Otuz senedir tiftik ticaretiyle iştigal ederim." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Bu yünden yapılmış olan
-
[isim]
Tiftik keçisinin ince, yumuşak, parlak yünü, moher
- TELTİK
-
-
[isim]
Yanlış, hata
-
[isim]
Yanlış, hata
- ASETİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan
-
[sıfat]
Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan
- ANTİKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tarihsel değeri olan eski eşya
- "Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Eski çağlardan kalma eser
-
Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılan diş diş süs, sıçan dişi, ajur
-
[sıfat]
Antik
-
[sıfat]
Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf
- "Hasılı antika bir herif." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Tarihsel değeri olan eski eşya
- BERTİK
-
-
[isim]
Yara, bere
-
Deride mor leke, çürük
-
[sıfat]
İncinmiş, burkulmuş
-
[isim]
Yara, bere
- ÇENTİK
-
-
[isim]
Bir şeyin kenarından kesilerek veya kırılarak açılan küçük kertik, tırtık
- "Bıçağın ağzında çentik var."
-
Küçük oyuk
- "İhtiyarın uzun şakaklarında, gözlerinin altında bıçak yaraları gibi ince çizgiler, çukurlar, oyuklar, çentikler, yenikler görünüyor." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Kertikli
- "Çentik bıçakla iş yapılamıyor."
-
Basım sırasında basım aletinin diyaframını belirli bir açıklığa getirecek düzeni işletmek için filmin kenarına yapılan çukurluk
-
[isim]
Bir şeyin kenarından kesilerek veya kırılarak açılan küçük kertik, tırtık
- İTİKAF
- ...
- FERTİK
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[ünlem]
"Kaç, uzaklaş, sıvış" anlamında bir seslenme sözü
- "Bisiklete atlayınca haydi babam fertik!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[ünlem]
"Kaç, uzaklaş, sıvış" anlamında bir seslenme sözü
- TAKTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Türlü savaş araçlarını belli bir sonuca ulaşmak amacıyla etkili biçimde birleştirerek ve kullanarak kara, deniz veya hava savaşını yönetme sanatı
- "Artık yapacak işleri kalmamış da afyon kaçakçılarına, karaborsa gangsterlerine taktik vermeye kalkmışlar." (Halide Edip Adıvar)
-
İstenen sonuca ulaşmak amacıyla izlenen yol ve kullanılan yöntemlerin tümü
- "Hayatında ilk ve son defa başvurduğu taktik de bu oldu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Türlü savaş araçlarını belli bir sonuca ulaşmak amacıyla etkili biçimde birleştirerek ve kullanarak kara, deniz veya hava savaşını yönetme sanatı
- LASTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç
- "Lastikleri ayağında, bastonu koluna asılı, erkenciydi yine." (Necati Cumalı)
- "Neme lazım lastik gibi kaleci." (Haldun Taner)
-
Kauçuktan yapılmış ayakkabı
-
Kauçuktan yazı silgisi
-
Taşıtların jantlarına yerleştirilen, elastiki tekerlek bandajı
- "Şoförle bahçıvan arabanın ön sol lastiğini pompalıyorlar." (Haldun Taner)
-
Esnek, ince kauçuk veya kauçuklu şerit
-
Bir tür esnek örgü
-
Korse
-
Uzun konçlu çorabın düşmesini önlemek için üst kısmına gelecek biçimde bacağa geçirilen esnek şerit
-
[sıfat]
Kauçuktan yapılmış
- "Rıza, lastik yakalığı fırlamış, gözleri dönmüş, kan ter içinde içeriye düşer." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç
- KOSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran
- "Kostik sıvı."
-
[sıfat]
Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran