İçinde re olan 5 harfli 175 kelime var. İçerisinde RE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında re olan kelimeler listesine ya da Sonu re ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GEREN
-
-
[isim]
Kuruyunca çatlayan toprak, verimsiz, tuzlu, killi toprak
-
[isim]
Kuruyunca çatlayan toprak, verimsiz, tuzlu, killi toprak
- REMZİ
- ...
- ÜZERE
-
-
[zarf]
Amacıyla
- "Müzakere bitince üç dört gün sonra gene evde buluşmak üzere ayrıldılar." (Peyami Safa)
-
Şartıyla
- "Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsiniz."
-
Neredeyse
- "Bu yangın kalbimizde başlıyorsa yani ümitsiz bir aşka düşmek üzere olduğumuzu hissedersek ne yapalım?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[edat]
Gibi
- "Daha önce belirtildiği üzere."
-
[zarf]
Amacıyla
- CİZRE
- ...
- DEMRE
- ...
- EŞREF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok onurlu, çok şerefli
-
[sıfat]
Çok onurlu, çok şerefli
- KEREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
- "Kerem et aklından çıkarma beni / Ağla, gözyaşını sil melul melul." (Karacaoğlan)
-
Bağış olarak verme, iyilik, cömertlik, eli açıklık, lütuf
- "Bir başka kerem beklemez artık gelecekten." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
- CEHRE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pamuk, yün, ipek vb.ni eğirip iplik durumuna getirmeye yarar araç, iğ
-
[isim]
Pamuk, yün, ipek vb.ni eğirip iplik durumuna getirmeye yarar araç, iğ
- MÜHRE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Her tür yuvarlak şey, küçük top
-
Cam boncuk
-
Kâğıda yumuşaklık, parlaklık ve düzlük vermek için kullanılan camdan araç
-
Deniz böceği kabuğu
-
Demirci çekici
-
Yılanın başında bulunan taca benzer çıkıntı
-
Bazı av hayvanlarını çekmek için kullanılan çığırtkan kuş
- "Gökten çekilirken / Ördekleri çeker mühre." (Ahmet Kutsi Tecer)
-
[isim]
Her tür yuvarlak şey, küçük top
- ŞİFRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü
- "İstanbul mümessilliği şifresiyle Mustafa Kemal Paşa'ya bekledikleri malumatı iletmiştim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Gizliliği olan kasa, kapı, çanta vb. şeylerin açılması için gereken rakam
-
[isim]
Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü
- RETRO
- ...
- ŞAİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadın şair
-
[isim]
Kadın şair
- ZERRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çok küçük parçacık
- "Kendi servetinden bir zerresini vatan namına feda etmemişti." (Ömer Seyfettin)
- "Bazen o muammalı hâl tamamen üstünden kalkıyor, zerre kadar eseri kalmıyor." (Sermet Muhtar Alus)
-
0,00156 g olan ağırlık ölçü birimi
- "Kadın, içinde zerre kadar şefkat bulunmayan bir sesle..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Çok küçük parçacık
- İDARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yönetme, yönetim, çekip çevirme
- "Aramızdan biri mesela ev sahibi Kâzım Bey müzakereyi idare etsin." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü
- "Lakin siz, yine sabaha kadar kalacakmışız gibi idare edin mumu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam
- "Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım'ın Yurt Bilgisi kitabından üçer nüsha dağıttı." (Haldun Taner)
- "Evler ve dükkânların Ahmet'i idare edeceği belli idi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir kurumun işlerini yürüten kurul
- "Gazete idaresi tarafından zarf kazara açılmış." (Peyami Safa)
- "Bu kumaşı o fiyata veremem; idare etmez."
-
Tutum
- "Bir şeyi idare ile kullanmak."
-
İdare kandili veya lambası
-
Hoş görme, göz yumma
-
Yetinme
- "Bu son hatıralarla sonuna kadar idareye çalışıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yönetme, yönetim, çekip çevirme
- REBAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı saz
-
[isim]
Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı saz
- CÜRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüreklilik, ataklık, cesaret
- "Geceleri evinin bahçesinde buluşacak kadar cüreti arttırmışlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Düşüncesizce, saygıyı aşan davranış, cesaret
-
[isim]
Yüreklilik, ataklık, cesaret
- EVREN
-
-
[isim]
Gök varlıklarının bütünü, kâinat, cihan, âlem, kozmos
- "Eski yorumcular daha ileri gitmiş, evrenin yaratılmasında ve doğanın kurallarında bile matematik bir öz bulmuşlardır." (Haldun Taner)
-
Düzenli ve uyumlu bir bütün olarak düşünülen bütün varlıklar
- "Yemeyi, içmeyi, konuşmayı, düşmanlarımı, dostlarımı, orta malı hislerimi ve evreni unuttum." (Refik Halit Karay)
-
Kişinin içinde yaşadığı, ilişkide bulunduğu ortam
- "Kendi evrenine dalmış olan Halim, ürkerek sıçradı, bir adım geriye attı." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Gök varlıklarının bütünü, kâinat, cihan, âlem, kozmos
- BARET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Küçük takke, papaz takkesi
-
Bir tür süs iğnesi
-
İşçilerin başlarına giydikleri, metal veya plastikten yapılmış koruyucu başlık
-
[isim]
Küçük takke, papaz takkesi
- KATRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Damla
-
[isim]
Damla
- İBARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz
- "Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var?" (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz