İçinde nas olan 7 harfli 16 kelime var. İçerisinde NAS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nas olan kelimeler listesine ya da Sonu nas ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A N S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

NAS, SAN

2 Harfli Kelimeler

AN, AS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AYNASIZ

  1. [sıfat] Aynası olmayan
  2. Hoşa gitmeyen, kötü, yakışıksız, çirkin, ters, biçimsiz
    • "Amma da aynasız bir yermiş burası, beni hiç açmadı."
  3. [isim] Polis

NASTURİ
...
CİNASLI

  1. [sıfat] Cinası olan, cinas sanatı bulunan
    • "Benim öyle cinaslı, bilmem neli lakırtılarla başım hoş değildir." (Reşat Nuri Güntekin)

NASRANİ
...
NASİPLİ

  1. [sıfat] Nasibi olan, kısmetli
  2. Her istediğine kolayca ulaşan

KANASTA

Kelime Kökeni : İspanyolca

  1. [isim] Bir tür kâğıt oyunu

NASİHAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öğüt
    • "Nasihatleri sonuna kadar dinler ve bitince hiç sesini çıkarmaz." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Dinle sana bir nasihat edeyim / Hatırdan gönülden geçici olma." (Karacaoğlan)
    • "Ayrılırlarken anası, Ayşe'ye son bir nasihat verdi." (Necati Cumalı)

TENASÜH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ruh göçü

İSTİNAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yadırgamaz olma, alışma, ısınma

MANASIZ

  1. [sıfat] Anlamsız
    • "Kim bilir nasıl manasız şeyler karalayıp oraya atmışım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Yersiz, boş, yararsız
    • "Arkasından koşanlar bu kokudan kaçtılar, onu ağır ve manasız buldular." (Hüseyin Cahit Yalçın)

NASIRLI

  1. [sıfat] Nasırı olan, nasır bağlamış, nasırlaşmış
    • "Beni yontan eller nasırlı ... köylü elleriydi." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

TENASÜP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birbirine uyma, yakışma, aralarında uygunluk bulunma, oran, orantı
  2. Birbirleriyle ilgili söz veya kavramların dizelerde toplanması sanatı

MÜNASİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Uygun, yerinde
    • "O şekilde yaşayacak olsam İstanbul daha münasiptir." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Karısını affederek onunla barışmayı daha münasip bulduğunu bildiriyordu." (Haldun Taner)
    • "O makama daha gayur bir zat münasip düşüyordu." (Atilla İlhan)
    • "Kendi çocukları hep kız olduğu için yeğeni Bilâl'i bu işe münasip gördü." (Halide Edip Adıvar)
  2. Beğenilen, hoşa giden
    • "Yaşta küçük amma boyda münasip / Sallanıyor bir fidanca dal gibi." (Dadaloğlu)

TENASÜL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Üreme

NASILSA

  1. [zarf] Herhangi bir sebeple veya bilinmeyen bir sebeple
    • "Araba tam duracağı sırada nasılsa sol tekerlekler küçük bir hendeğin içine kaydı." (Osman Cemal Kaygılı)

KINASIZ

  1. [sıfat] Kına ile boyanmamış
    • "Ellerinin ve ayaklarının parmaklarını kınasız bırakmazlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü