İçinde naat olan 18 kelime var. İçerisinde NAAT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında naat olan kelimeler listesine ya da Sonu naat ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

12 Harfli Kelimeler

KANAATKARANE, KANAATKARLIK, KANAATSİZLİK, ZANAATKARLIK

11 Harfli Kelimeler

KANAATLİLİK, KANAATSİZCE, ZANAATÇILIK

9 Harfli Kelimeler

KANAATKAR, KANAATSİZ, ZANAATKAR

8 Harfli Kelimeler

KANAATLİ, MÜMANAAT, ZANAATÇI

6 Harfli Kelimeler

KANAAT, ŞENAAT, SINAAT, ZANAAT

4 Harfli Kelimeler

NAAT


Kelime bulma makinesi

A A N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

ANAT, NAAT

3 Harfli Kelimeler

ANA, ANT, ATA, TAN

2 Harfli Kelimeler

AN, AT, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ZANAATKARLIK
...
KANAATKARLIK
...
KANAATKARANE
...
KANAATSİZLİK

  1. [isim] Kanaatsiz olma durumu

KANAATSİZCE
...
ZANAATÇILIK

  1. [isim] Zanaatçı olma durumu, zanaatkârlık

KANAATLİLİK
...
KANAATSİZ

  1. [sıfat] Elindeki ile yetinmeyen

KANAATKAR
...
ZANAATKAR
...
ZANAATÇI

  1. [isim] Belli bir zanaatla uğraşan, bir zanaatı meslek edinen emekçi, zanaatkâr

KANAATLİ

  1. [sıfat] Kanaatkâr

MÜMANAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Engel olma, karşı koyma

SINAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zanaat

ZANAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren iş, sınaat
    • "Âşık Mehmet yalnız bir zanaat sahibi değil, bir sanatkârdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. El ustalığı isteyen işler

ŞENAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İğrençlik, kötülük, alçaklık
    • "Bir müsteşarı elinde bulundurmak için her türlü şenaate katlanabileceğine inanmıyordu." (Peyami Safa)

KANAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
    • "Halk, gördüklerine kanaat ederek ve oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Artık Kâmuran'ın ömrümün en büyük aşkı, geleceğime bir tek hâkim kudret olduğuna kanaat getirdim." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kanma, inanma
    • "Sınıfını geçeceğine kanaatim yok."
  3. Kanış, kanı, inanç, düşünce
    • "Biz kanaatlerimizi açık söyleriz." (Etem İzzet Benice)

NAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin niteliklerini övme
  2. Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü