İçinde n olan 5 harfli 1244 kelime var. İçerisinde N harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında n harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu n harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ENGEL
-
-
[isim]
Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap
- "Bürokratik engelleri ortadan kaldıracak bir formül aradık ve bulduk." (Haldun Taner)
- "Yabancı gitmek isteyince ikisi birden engel oldular." (Nezihe Araz)
-
Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer
-
Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer
-
Kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer
-
Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer
-
[isim]
Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap
- MAYNA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelken indirme, fora karşıtı
- "... filikalarını mayna etmişlerdi." (Atilla İlhan)
-
Bırakılma, son verilme
- "Kavga mayna oldu."
-
[ünlem]
"İndir" anlamında bir seslenme sözü
- "Martı'ya beş metre kala "Mayna!" diye bağrıldı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Yelken indirme, fora karşıtı
- PUNTO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Matbaacılıkta, bilgisayarda harflerin büyüklük ve küçüklüklerine göre aldığı ad
- "8 punto. 10 punto."
-
[isim]
Matbaacılıkta, bilgisayarda harflerin büyüklük ve küçüklüklerine göre aldığı ad
- BANDO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Türlü üflemeli ve vurgulu çalgılardan oluşan ve genellikle geçit törenlerinde kullanılan mızıkacılar topluluğu veya takımı, mızıka
- "Tepebaşı bahçesindeki bando da Tuna Dalgası'nı çalıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Takım, topluluk
- "Hırsızlar bandosuna kumanda eden Ciyanni, asıl hırsız değilmiş." (Ahmet Mithat)
-
[isim]
Türlü üflemeli ve vurgulu çalgılardan oluşan ve genellikle geçit törenlerinde kullanılan mızıkacılar topluluğu veya takımı, mızıka
- BİNER
-
-
[sıfat]
Bin sayısının üleştirme biçimi, her birine bin, her defasında bini bir arada olan
-
[sıfat]
Bin sayısının üleştirme biçimi, her birine bin, her defasında bini bir arada olan
- ÇANCI
-
-
[isim]
Çan yapan veya satan kimse
-
Çan çalmakla görevli kimse
-
[isim]
Çan yapan veya satan kimse
- ÇIKIN
-
-
[isim]
Bir beze sarılarak düğümlenmiş küçük bohça, çıkı
- "Eteğinin altında çıkın çıkın altınları vardır." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Bir beze sarılarak düğümlenmiş küçük bohça, çıkı
- DÖNEK
-
-
İnanç ve düşüncesini değiştiren, sözüne güvenilmeyen, caygın, kaypak (kimse), kahpe
-
İnanç ve düşüncesini değiştiren, sözüne güvenilmeyen, caygın, kaypak (kimse), kahpe
- ÖNEZE
-
-
[isim]
Avcıların av beklemek için taş yığınlarından yaptıkları pusu, evsin
-
Sürek avında pusuda av bekleyen avcı
-
[isim]
Avcıların av beklemek için taş yığınlarından yaptıkları pusu, evsin
- SANMA
-
-
[isim]
Sanmak işi
-
[isim]
Sanmak işi
- ARSİN
- ...
- FENOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyacılıkla, plastik maddelerin ve bazı ilaçların yapımında kullanılan, çoğunlukla maden kömürünün katranından çıkarılan benzinin oksijenli türevi, asit fenik
-
[isim]
Boyacılıkla, plastik maddelerin ve bazı ilaçların yapımında kullanılan, çoğunlukla maden kömürünün katranından çıkarılan benzinin oksijenli türevi, asit fenik
- HEMEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Çabucak
-
Aşağı yukarı
- "Hayır, yalnız ben değilim onu beğenmeyen, sevmeyen, hemen kimse beğenmiyor o şairi, sevmiyor." (Nurullah ataç)
-
Yalnız, sadece
-
[zarf]
Çabucak
- MEŞİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İşlenmiş koyun derisi
-
[sıfat]
Bu deriden yapılmış olan
- "Yağız atlar kişnedi / Meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
İşlenmiş koyun derisi
- ROMEN
- ...
- TURAN
- ...
- BAZEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ara sıra
- "Bazen bu yeknesak hayat beni çok sıkıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[zarf]
Ara sıra
- BRONŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Soluk borusunun akciğerlere giden iki kolundan her biri ve bunların dalları
-
[isim]
Soluk borusunun akciğerlere giden iki kolundan her biri ve bunların dalları
- NAKDİ
- ...
- ÖZNEL
-
-
[sıfat]
Özneye ilişkin olan, öznede oluşan, nesnelerin gerçeğine değil, bireyin düşünce ve duygularına dayanan, enfüsi, subjektif, nesnel karşıtı
- "Bence bunu düşünelim ve ortaya çıkacak öznel davranışımızı içtenlikle dile getirelim." (Melih Cevdet Anday)
-
[sıfat]
Özneye ilişkin olan, öznede oluşan, nesnelerin gerçeğine değil, bireyin düşünce ve duygularına dayanan, enfüsi, subjektif, nesnel karşıtı