İçinde lan olan 8 harfli 222 kelime var. İçerisinde LAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lan olan kelimeler listesine ya da Sonu lan ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
LAN, NAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AN, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- COPLANMA
-
-
[isim]
Coplanmak işi
-
[isim]
Coplanmak işi
- KALANTOR
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
Gösterişi seven, varlıklı kimse
- "Şimdi herkes bizi harp, zafer ganimetlerine boğulmuş kalantorlar sanıyor." (Aka Gündüz)
-
Gösterişi seven, varlıklı kimse
- YALANSIZ
-
-
[sıfat]
İçinde yalan olmayan
- "Yalansız söz."
-
[zarf]
Doğru bir biçimde
- "Yalansız konuşur."
-
[sıfat]
İçinde yalan olmayan
- BULANMAK
-
-
[-e]
Bulama işine konu olmak, her yanı bir şeyle kaplanmak
- "Parfüme bulanmış bir ter, boyalı suratlarından buharlaşıyor." (Atilla İlhan)
-
[nsz]
Duruluğunu yitirmek
- "Havuz bulandı."
-
[nsz]
Parlaklığını ve açıklığını yitirmek
- "Hava bulandı."
-
[nsz]
Mide bulantısı olmak
-
[nsz]
Karışmak
- "Köylünün bu habere zihni bulandı." (Aka Gündüz)
-
[-e]
Bulama işine konu olmak, her yanı bir şeyle kaplanmak
- UFALANMA
-
-
[isim]
Ufalanmak işi
-
[isim]
Ufalanmak işi
- YOKLANMA
-
-
[isim]
Yoklanmak işi
-
[isim]
Yoklanmak işi
- ARSLANLI
-
-
[sıfat]
Arslanı olan
-
[isim]
Osmanlı Devleti'nde kullanılan arslan baskılı gümüş sikke
-
[sıfat]
Arslanı olan
- ARALANMA
-
-
[isim]
Aralanmak işi
-
[isim]
Aralanmak işi
- PIRLANTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Birçok façetası olacak biçimde yontulmuş foyasız parlak elmas
- "Onlara hakiki pırlanta diye geçirilmek istenen yalancı elmaslara bir kuyumcunun baktığı gibi bakmıştı." (Halide Edip Adıvar)
- "Bunların arasında umutsuz yaşamayan pırlanta gibi delikanlılar vardı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üzerinde bu elmas bulunan (yüzük vb.)
- "Sonra kalan pırlanta salkım küpe, annesinin yadigârı da elinden çıktı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Birçok façetası olacak biçimde yontulmuş foyasız parlak elmas
- AĞLANMAK
-
-
[nsz]
Ağlama işi yapılmak
- "Atatürk'ün arkasından çok ağlandı."
-
[nsz]
Ağlama işi yapılmak
- YILLANMA
-
-
[isim]
Yıllanmak işi
-
[isim]
Yıllanmak işi
- HUYLANMA
-
-
[isim]
Huylanmak işi
-
[isim]
Huylanmak işi
- SALANGAN
-
-
[isim]
Hint Okyanusu ve Çin Denizi kıyılarında yaşayan, uzun kanatlı, dört köşe kısa kuyruklu, esmer küçük kuş (Collocalia)
-
[isim]
Hint Okyanusu ve Çin Denizi kıyılarında yaşayan, uzun kanatlı, dört köşe kısa kuyruklu, esmer küçük kuş (Collocalia)
- YAYLANMA
-
-
[isim]
Yaylanmak işi
-
[isim]
Yaylanmak işi
- TOPLANIŞ
-
-
[isim]
Toplanma işi veya biçimi
-
[isim]
Toplanma işi veya biçimi
- ISLANMAK
-
-
[nsz]
Islak duruma gelmek
- "Pantolonları yarı bellerine kadar ıslanmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Islak duruma gelmek
- OĞLANEVİ
-
-
[isim]
Evlilikte erkek tarafı, erkekevi
- "Bir gün kız, bir gün oğlanevinde iki gün sürecekti düğün." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Evlilikte erkek tarafı, erkekevi
- BALLANMA
-
-
[isim]
Ballanmak işi
-
[isim]
Ballanmak işi
- AĞILANMA
-
-
[isim]
Ağılanmak işi
-
[isim]
Ağılanmak işi
- DALANMAK
-
-
[nsz]
Dalama işine konu olmak
-
[nsz]
Dalama işine konu olmak