İçinde la olan 4 harfli 68 kelime var. İçerisinde LA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında la olan kelimeler listesine ya da Sonu la ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TELA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Kumaşla astar arasına konularak giysinin dik durmasını sağlayan kolalı bez

LALA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çocuğun bakım, eğitim ve öğretimiyle görevli kimse
    • "Mekteple ev arasında daima bir lalanın refakatinde gidip gelmeye alıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Şehzadelerin özel eğitmenleri
  3. [ünlem] Padişahların vezirlerine seslenirken kullandıkları bir söz

ULAM

  1. [isim] Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tümü, makule, zümre, grup, kategori
    • "İnsan üstüne düşünenlerin hepsi, her iki ulamda da yetkinliğe az rastlandığı görüşünde birleşirler." (Azra Erhat)
  2. Nesnel gerçekliğin ve bilginin en genel ve temel özelliklerini, ilişkilerini yansıtan temel kavramların her biri, nicelik, nitelik, bağıntı, makule, kategori

ULAN

  1. [ünlem] Ey
    • "Ulan, bizim sokak çocukları ne insan şeyler be!" (Memduh Şevket Esendal)
  2. Öfke ve nefret anlatan bir seslenme sözü
    • "Uşaktım ulan ne olacak, dediği zaman kimse sesini çıkarmazdı." (Sait Faik Abasıyanık)

LAKA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Lak

ABLA

  1. [isim] Bir kimsenin kendinden büyük olan kız kardeşi
  2. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın
    • "Hatırda kalan şey değişmez zamanla / Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye abla!" (Ahmet Muhip Dranas)
  3. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama
    • "Bir akşam gel benimle, gidelim bir sarhoşluk edelim, ablaları şöyle bir dolaşalım." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz

LATA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Dar ve kalınca tahta

ALAY

  1. [isim] Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk
    • "Düğün alayı. Fener alayı."
  2. Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej
  3. Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu
    • "Topçu alayı."

İLAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir alanda yaratıcılığı ile hayranlık uyandıran, çok beğenilen, çok tutulan kimse
    • "Müzik dünyasının ilahı. Moda ilahı."
  2. Çok tanrıcılıkta tanrı

İLAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bildirme, anlatma
  2. Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmî belge

İLLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Ne olursa olsun, hangi şartta olursa olsun, her hâlde, ille, illaki
    • "İlla seni evine kadar geçireceğim diye ayak diriyor." (Haldun Taner)
  2. Hele, özellikle

SELA
...
PLAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen
    • "Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar." (Haldun Taner)
    • "Yukarıdaki hizmetçisini karşısına almış, plan kuruyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Bir şehrin, bir yapının, bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim
    • "O tarihte aramızda kasaba planını yapmaya gelmiş bir iki mühendis ve mimar bulunuyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Çekim
  4. Düşünce, niyet, maksat, tasavvur
    • "Aşağıda kaynaşan kalabalığa bakarak planını zihninden geçirdi." (Ömer Seyfettin)

ULAH
...
LAİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Lanetlenmiş, melun

ULAÇ

  1. [isim] Zarf-fiil

KLAS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sınıf
  2. [sıfat] Üstün nitelikli, üstün yetenekli
    • "Klas oyuncu."

KULA

  1. [isim] Gövdesi sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu
  2. [sıfat] Bu renkte olan (at)
    • "Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı." (Reşat Nuri Güntekin)

KALA

  1. [zarf] Kaldığında
    • "Frankfurt'a gece yarısından sonra ikiye yirmi kala vardık." (Ahmet Haşim)

OLAY

  1. [isim] Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka
    • "O olaydan sonra bir daha yalnız kalmamıştık onunla." (Necati Cumalı)
    • "Hınzır sıfır, sağda da olsa solda da olsa olaylar yaratıyor." (Aydın Boysan)
  2. Önemli tarihsel olgu, fenomen
    • "Nötron bombası günümüzün olayıdır."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü