İçinde kırma olan 17 kelime var. İçerisinde KIRMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kırma olan kelimeler listesine ya da Sonu kırma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

10 Harfli Kelimeler

KIRMACILIK

9 Harfli Kelimeler

ÇIMKIRMAK, FIŞKIRMAK, HAYKIRMAK, HIÇKIRMAK, PAVKIRMAK

8 Harfli Kelimeler

ÇIMKIRMA, FIŞKIRMA, HAYKIRMA, HIÇKIRMA, KIRMALIK, KIRMASIZ, PAVKIRMA

7 Harfli Kelimeler

KIRMACI, KIRMALI

6 Harfli Kelimeler

KIRMAK

5 Harfli Kelimeler

KIRMA


Kelime bulma makinesi

A I K M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

IRMAK, KIRMA, RAKIM

4 Harfli Kelimeler

AKIM, ARIK, IRAK, KARI, MARK, RAKI

3 Harfli Kelimeler

AKI, ARI, ARK, IRA, IRK, KAM, KAR, KIR, RAM

2 Harfli Kelimeler

AK, AM, AR, IR, MA, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KIRMACILIK

  1. [isim] Kırmacı olma durumu

HIÇKIRMAK

  1. [nsz] Boğazdan hıçkırık sesi çıkarmak
  2. İçini çekerek ağlamak

PAVKIRMAK

  1. [nsz] Tilki veya çakal ulumak
    • "Tok bir çakal toprakta debelenmekte, arada ince ve bembeyaz dişleriyle aya doğru pavkırmaktaydı." (Orhan Kemal)
  2. Ateş, alev alev yanmak
  3. Alev, bir yere doğru yönelmek
  4. Çok öfkelenmek

ÇIMKIRMAK

  1. [nsz] Kuş, pislemek

FIŞKIRMAK

  1. [-den] Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
    • "Suya en başköşeyi ayırmalarının nedeni de iyi suyun, hemen hemen memleketimizin dört bucağından fışkırmasıdır." (Salâh Birsel)
  2. Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek
    • "Kaldırım taşları arasından fışkırmış otların bütün sokağı bürüyeceği muhakkak!" (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Bir şey bir yerde bol bol görülmek
    • "Ölümsüzlerden fışkıran ışık, karanlıkları bir anda dağıttı." (Cemil Meriç)

HAYKIRMAK

  1. [nsz] Telaş, şikâyet vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak
    • "Bana katil diye haykıracak zannettiğim çehrenin parlaklığına aynada bakamadım." (Halide Edip Adıvar)
  2. Çağırmak, seslenmek
    • "Kahkahayla karışık bir sesle merdivenden aşağı haykırdım." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Bir durum veya nitelik çok belirgin olarak görünmek

KIRMASIZ

  1. [sıfat] Kırması bulunmayan

ÇIMKIRMA

  1. [isim] Çımkırmak işi

FIŞKIRMA

  1. [isim] Fışkırmak işi
  2. Güneş yüzeyinden uzaya sıcak gaz kütlelerinin fırlaması

HIÇKIRMA

  1. [isim] Hıçkırmak işi
    • "Elleriyle yüreğini bastırarak hıçkırmaya başladı." (Orhan Hançerlioğlu)

PAVKIRMA

  1. [isim] Pavkırmak işi veya durumu

HAYKIRMA

  1. [isim] Haykırmak işi
    • "Hâlsiz hâlsiz bağırdı, fazla haykırmaya nefesi yetmiyordu." (Mahmut Yesari)

KIRMALIK

  1. [isim] Melezlik

KIRMALI

  1. [sıfat] Üstünde kırmaları bulunan (giysi), pilili

KIRMACI

  1. [isim] Giysilere pili yapan kimse
  2. Basılmış formaları katlayan kimse
  3. Kırılmış tahıl satıcısı
  4. Değirmen işleten kimse, değirmenci

KIRMAK

  1. [-i] Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak
    • "Taşları kırmak. Bardağı kırmak."
    • "Kaşla göz arasında ellerine geçirdiklerini kırıp dökmeye koyulmuşlardı." (Atilla İlhan)
    • "Pakize'nin kırıp geçirdiği bir şeyi görmekten hasıl olacak tesiri temaşaya gelen çocuklara..." (Halit Ziya Uşaklıgil)
    • "Düğüne kimlerin çağrıldığı anlaşılmaz, ne hediye gönderileceği de belli olmaz. Olmaz ama hepsi çağrılmıştır, hepsi de kırıp sarar, birer hediye alır yollar." (Memduh Şevket Esendal)
  2. İri parçalara ayırmak
    • "Adamın her akşam yarım kiloyu devirdikten sonra ortalığı kırıp geçirmesinden perişan oluyorlar." (Çetin Altan)
  3. [nsz] Belirli bir biçimde katlamak
    • "Forma kırmak."
    • "Hoşsohbet, şakacı bir insan olduğu için Kâzım Bey'le kaynatasını kahkahadan kırıp geçirir." (Salâh Birsel)
  4. Öldürmek, yok olmasına neden olmak
    • "Bu yıl soğuk hayvanları kırdı."
    • "Bir İspanyol şarkıcı var. Beyoğlu'nu kırıp geçiriyor." (Halide Edip Adıvar)
  5. Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek
    • "Firma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu." (Haldun Taner)
  6. Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek
    • "Sizin hatırınızı kırmamak için işte gelip misafir oluyorum; fakat bu yaşımda misafirle uğraşacak hâlim yok." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  7. Tavlada karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak
  8. Vücut kemiklerinden birini parçalamak
    • "Ayol, yapma, gel, düşüp bir yerini kıracaksın!" (Osman Cemal Kaygılı)
  9. Tahılı iri ve kaba öğütmek
  10. [-e] Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek
    • "Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun." (Burhan Felek)
  11. [nsz] Daha iyi bir sonuç elde etmek
    • "Tam en az elli bin satıp rekor kıracak." (Aka Gündüz)
  12. Yok etmek
    • "Direncini kırmak. Hevesini kırmak."
  13. Gücünü, etkisini azaltmak
    • "Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış." (Burhan Felek)
  14. Kaçmak, uzaklaşmak
  15. [nsz] Değerinden düşük fiyata almak
    • "Bono kırmak. Çek kırmak."

KIRMA

  1. [isim] Kırmak işi
  2. Kumaşın katlanmasıyla yapılan giysi süsü, pili
  3. Kırılmış veya dövülmüş tahıl
    • "Buğday kırması."
  4. Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi
  5. [sıfat] Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)
    • "Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü." (Yahya Kemal)
  6. [sıfat] Melez
    • "Arap kırması bir at."
  7. [sıfat] Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü