İçinde kalın olan 14 kelime var. İçerisinde KALIN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kalın olan kelimeler listesine ya da Sonu kalın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

15 Harfli Kelimeler

KALINLAŞTIRTMAK

14 Harfli Kelimeler

KALINLAŞTIRMAK, KALINLAŞTIRTMA

13 Harfli Kelimeler

KALINLAŞTIRMA

11 Harfli Kelimeler

KALINLAŞMAK, KALINLATMAK

10 Harfli Kelimeler

KALINLAŞMA, KALINLATMA

8 Harfli Kelimeler

KALINLIK, KALINMAK

7 Harfli Kelimeler

KALINCA, KALINMA, KALINTI

5 Harfli Kelimeler

KALIN


Kelime bulma makinesi

A I K L N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

ANLIK, KALIN, KANLI

4 Harfli Kelimeler

AKIL, AKIN, AKLI, ALIK, ALIN, ANIK, KANI, KINA, KLAN

3 Harfli Kelimeler

AKI, ANI, KAL, KAN, KIL, KIN, LAK, LAN, NAL

2 Harfli Kelimeler

AK, AL, AN, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KALINLAŞTIRTMAK
...
KALINLAŞTIRMAK

  1. [-i] Kalın duruma getirmek

KALINLAŞTIRTMA
...
KALINLAŞTIRMA

  1. [isim] Kalınlaştırmak işi veya durumu

KALINLATMAK

  1. [-i] Kalınlaştırmak

KALINLAŞMAK

  1. [nsz] Kalın duruma gelmek
    • "Ses Sevim'in sesi fakat kalınlaşmış, tıkanmış, yabancılaşmış bir ses." (Reşat Nuri Güntekin)

KALINLATMA

  1. [isim] Kalınlatmak işi

KALINLAŞMA

  1. [isim] Kalınlaşmak işi

KALINLIK

  1. [isim] Kalın olma durumu
  2. Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyut

KALINMAK

  1. [nsz] Kalma işi yapılmak
    • "Akşama kadar orada kalınır mı?"

KALINCA

  1. [sıfat] Kalına yakın
    • "Ellerinin parmakları hem uzun hem kalınca idi." (Sait Faik Abasıyanık)

KALINMA

  1. [isim] Kalınmak işi veya durumu

KALINTI

  1. [isim] Artıp kalan şey, bakiye
  2. Bir kentten veya mimarlık eserinden artakalan bölüm, yıkıntı, harabe, enkaz
    • "Efes, Bergama'nın kalıntıları, ulaştıkları uygarlığı serer gözler önüne." (Necati Cumalı)
  3. İz, işaret
  4. Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey
    • "Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir." (Haldun Taner)

KALIN

  1. [sıfat] Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı
    • "Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Enli ve gür (kaş)
  3. Yoğun, akıcılığı az olan
    • "Kalın bir sis tabakası."
  4. Etli, dolgun
    • "Dudakları kalın, yüzü ergenlik içinde..." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Pes (ses)
    • "Aileyi geçindiren babaya bu kalın sesli, kalın kaşlı, yumuşak bakışlı adama saygı ile, biraz da korku ile bağlanmışızdır." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü