İçinde kala olan 9 harfli 31 kelime var. İçerisinde KALA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kala olan kelimeler listesine ya da Sonu kala ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
KALA, LAKA
3 Harfli Kelimeler
AKA, ALA, KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAKALAŞIŞ
- ...
- FEVKALADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik
- "Çok güzel bir kadın, kumral, orta boylu ama çok mütenasip, fevkalade endamlı." (Refik Halit Karay)
-
Aşırı, çok fazla
- "Eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş." (Haldun Taner)
-
[ünlem]
"Çok iyi, çok üstün, çok güzel" anlamlarında beğeni ifade eden bir söz
- "Yemek nasıldı?- Fevkalade!"
-
[sıfat]
Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik
- KALAKALMA
-
-
[isim]
Kalakalmak işi
-
[isim]
Kalakalmak işi
- ARKALAMAK
-
-
Bir kimseye güven vererek yardım etmek, destek olmak, korumak, müzaheret etmek
- "Bu roman, sanırım İş Bankası'nın arkaladığı ilk Tan gazetesinde tefrika edilirken üniversite öğrencisi idi." (Haldun Taner)
-
[-i]
Arkasına almak, yüklenmek
-
Bir kimseye güven vererek yardım etmek, destek olmak, korumak, müzaheret etmek
- YAKALANMA
-
-
[isim]
Yakalanmak işi
-
[isim]
Yakalanmak işi
- KALAYLAMA
-
-
[isim]
Kalaylamak işi
-
[isim]
Kalaylamak işi
- KALAYHANE
-
-
[isim]
Kalaycının çalıştığı yer
-
Kalay işlerinin yapıldığı yer
-
[isim]
Kalaycının çalıştığı yer
- KAKALANMA
-
-
[isim]
Kakalanmak işi
-
[isim]
Kakalanmak işi
- MÜNAKALAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ulaştırma
-
[isim]
Ulaştırma
- OKKALAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin ağırlığını yaklaşık olarak anlayabilmek için elle yoklamak
-
Gereğinden çok övmek veya ilgi göstermek, koltuklamak, pohpohlamak
-
[-i]
Bir şeyin ağırlığını yaklaşık olarak anlayabilmek için elle yoklamak
- KAKALAMAK
-
-
[-i]
Kakmak
- "Kakalamaktan parmak uçları delik deşik terzi çırakları, kalfalar..." (Atilla İlhan)
-
Sürekli çekiştirmek, itmek, kakıp durmak
-
Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak
-
[-i]
Kakmak
- ISKALAMAK
-
-
[nsz]
Hedefe denk getirememek
-
[nsz]
Hedefe denk getirememek
- ÇALKALAMA
-
-
[isim]
Çalkalamak işi
-
[isim]
Çalkalamak işi
- TOKALAŞMA
-
-
[isim]
Tokalaşmak işi
-
[isim]
Tokalaşmak işi
- YAKALAMAK
-
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak
- "Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım." (Refik Halit Karay)
-
Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek
-
Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak
- "Bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak
- "Kocasını bir kadınla yakalamış."
-
Bir kimsenin suçluluğunu gösteren söz, bakış veya işareti fark etmek
-
Birdenbire etkisi altına almak
- "Yağmur bizi yolda yakaladı."
-
Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak
- "Zehra, Yorgaki'nin müziğini herhangi bir yerinden yakalıyor." (Atilla İlhan)
-
Belirlemek, anlamak
- "Kız onun zayıf damarını yakalamıştı." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak
- YAKALATMA
-
-
[isim]
Yakalatmak işi
-
[isim]
Yakalatmak işi
- CAKALANMA
-
-
[isim]
Caka satma
-
[isim]
Caka satma
- HALKALAMA
-
-
[isim]
Halkalamak işi
-
[isim]
Halkalamak işi
- KORKALAMA
-
-
[isim]
Korkalamak işi
-
[isim]
Korkalamak işi
- ŞAKALAŞMA
-
-
[isim]
Şakalaşmak işi
-
[isim]
Şakalaşmak işi