İçinde k olan 4 harfli 450 kelime var. İçerisinde K harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında k harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu k harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİSK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Disk atmada kullanılan, erkekler için 2, kadınlar için 1 kg ağırlığında, genellikle metal bir çember ile çevrelenmiş tahta ağırşak
-
Gramofon plağı
-
Omurları birbirine birleştiren ana madde
-
İnce ve çapı oldukça büyük teker şeklinde parça
- "Eksantpil diski."
-
[isim]
Disk atmada kullanılan, erkekler için 2, kadınlar için 1 kg ağırlığında, genellikle metal bir çember ile çevrelenmiş tahta ağırşak
- KOÇU
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Süslü bir çeşit gezme arabası
-
Direkler üzerine, yüksekte kurulmuş zahire ambarı
-
[isim]
Süslü bir çeşit gezme arabası
- İLİK
-
-
[isim]
Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık
-
[isim]
Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık
- KEDİ
-
-
[isim]
Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus)
- "Evcil kedi. Ankara kedisi. Van kedisi."
- "Derin bir hayranlıkla gözlerini kıza kaptırmış, kedi ciğere bakar gibi süzüp duruyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus)
- KOLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
-
Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı
-
Kolalama
- "Zaten bu devirde kola, ütü bir evin baş işlerindendir." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
- KÖSE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bıyığı, sakalı çıkmayan (erkek)
- "Köse kâtip, gözlerini kırpıştırarak dinlemeye başlamıştı." (Kemal Tahir)
-
[sıfat]
Bıyığı, sakalı çıkmayan (erkek)
- TÜRK
- ...
- KÜLT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Din (I)
-
Yerel özellikler taşıyan dinî törenler
-
Belli bir dönemde aşırı ilgi gören film vb
-
[isim]
Din (I)
- YUKA
- ...
- AKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kısır, verimsiz, döl veremeyen
-
Sonuçsuz, başarısız
-
[sıfat]
Kısır, verimsiz, döl veremeyen
- STOK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bir satış yerinde satışa hazır bulundurulan malların tümü, istif
-
Bir sanayi dalında yararlanılan ham, işlenmiş veya yarı işlenmiş maddelerin tümü
-
Bir gereksinimi karşılayacak maddeden çok miktarda yığma, istif
-
Satılmamış, istif edilmiş mal
- "Bir kasabada tütün stoku mu buldu, hemen paraya çevirir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir satış yerinde satışa hazır bulundurulan malların tümü, istif
- KUZU
-
-
[isim]
Koyun yavrusu
- "Belki beş kuzunun derisinden yapılmış, siyah bir kalpak." (Ömer Seyfettin)
- "... sabık komiserin sahiden bir komisermiş gibi tavır aldığı anlarda kadın kuzu kesilirdi." (Halide Edip Adıvar)
- "Kuzum, şu kalemi verir misin?"
- "Kuzum anne, doktora etki yapma!" (Halide Edip Adıvar)
-
Bir meyve ve sebzeye bitişik olan küçük meyve veya sebze
-
[sıfat]
Kuzu etinden yapılmış olan (yiyecek)
-
[isim]
Koyun yavrusu
- RİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi
-
[isim]
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi
- AKÇE
-
-
[isim]
Küçük gümüş para
-
Her tür madenî para, akça
-
[isim]
Küçük gümüş para
- AKRA
- ...
- İKTA
- ...
- KUYU
-
-
[isim]
Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur
- "Kahveci Salih eğilmiş, az evvel sarkıttığı gazozları kuyudan çıkarıyordu." (Haldun Taner)
- "Yüzden ağır durup arkadan kabinenin kuyusunu kazacaksın!" (Memduh Şevket Esendal)
-
Toprağa kazılan derince çukur
- "Kireç kuyusu."
-
İçinden çıkılamayan durum veya yer
-
Yer altındaki iş yerlerine ulaşmak için açılmış ve kesit boyutları derinliğine oranla sınırlı, düşey veya düşeye yakın bağlantı yolu
-
[isim]
Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur
- AŞIK
-
-
[isim]
Aşık kemiği
- "Yonca, bu iki erkek çocuktan ayrı bir yaratık olduğunu, onlarla aşık atamayacağını bilir ..." (Oktay Rifat)
-
Aşırma
-
[isim]
Aşık kemiği
- KIYA
-
-
[isim]
Adam öldürme suçu, cinayet
-
[isim]
Adam öldürme suçu, cinayet
- OKSU
- ...