İçinde ı olan 4 harfli 195 kelime var. İçerisinde I harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ı harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ı harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

IRAK

  1. [sıfat] Uzak
    • "Sesin ıraktan gelir, yürek deler." (Memduh Şevket Esendal)

ARIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sonradan ortaya çıkan
    • "Sana son zamanlarda bir dalgınlık arız oldu, farkında mısın, bilmem." (Atilla İlhan)
  2. Bulaşmış, musallat olmuş
    • "Zengin çocuklarına arız münasebetsizlikler, fakir çocuklarına mahsus fenalıklardan aşağı kalmıyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Zaten aylardan beri yüreğine dertler, endişeler içinde garip bir baygınlık arız oluyor, yüreğinde bir erime, bir tükenme hâli seziyordu." (Refik Halit Karay)

AŞIM

  1. [isim] Aşma işi
  2. Erkek hayvanın dişisiyle çiftleşmesi
    • "Hayvan aşım istasyonu."

ISIN

  1. [isim] Kalori

ÇIĞA

  1. [isim] Mersin balığının, yumurtasından havyar yapılan türü (Acipenser ruthenus)

CILK

  1. [sıfat] Bozularak kokmuş (yumurta)
  2. Cıvık
    • "Çok çamurlu, cılk yollarda çoğu kadın olan köylüler, toplanmış bizi seyrediyorlardı." (Halide Edip Adıvar)
  3. İrinlenmiş
    • "Uyuzlunun bilekleri cılk yara içindeydi." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Sözünün eri olmayan

HALI

  1. [isim] Yere veya mobilya üstüne serilmek, duvara gerilmek için, genellikle yünden dokunan, kısa ve sık tüylü, nakışlı, kalın yaygı
    • "Pencerelerden Türk kadınlarının dokuduğu halılar ve seccadeler sarkıyor." (Falih Rıfkı Atay)

AYIT

  1. [isim] Mine çiçeğigillerden, Akdeniz çevresinde yetişen, mavi, beyaz veya menekşe renginde çiçekler açan, 1-2 m boyunda bir ağaççık, hayıt (Vitex agnus-castus)

TIPA

  1. [isim] Tapa

ASIL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı
    • "Bir belgenin aslı."
    • "Söylenenlerin aslı çıkarsa güç duruma düşecek."
    • "Ömrü savaş içinde geçer insanın, aslına bakarsan, ekmeğini topraktan çıkarmak için." (Azra Erhat)
  2. Kök, köken, kaynak
    • "Yazının aslı resimdir."
  3. Gerçeklik
    • "Bu haberin aslı yok."
  4. Soy, nesep
    • "İnsan dedi, aslını unutmamalıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. [sıfat] Gerçek, esas, hakikat
    • "Genç kızın bıraktığı mektup asıl sebebi meydana çıkarmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. [sıfat] Bir şeyin temelini oluşturan, ana
  7. [sıfat] Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan
    • "Asıl sanat budur."
  8. [sıfat] Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı
    • "Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı."
  9. (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak
    • "İşin asıl tuhaf tarafı. Kabahat asıl bundadır."

TAPI

  1. [isim] Tanrı
    • "Karacaoğlan der ki taptığım tapı / Yıkılmaz Tanrı'nın yaptığı yapı" (Karacaoğlan)

ARIK

  1. [isim] Ark
    • "Beş gün belinin, kollarının ağrısını duymadan Binnaz'ın önü sıra arık çekti." (Necati Cumalı)
  2. Fide veya fidan dikilen yer

HINK

  1. [isim] "Karşısındakinin hareketlerini aynen taklit eden" anlamındaki hınk demiş burnundan düşmüş deyiminde geçen bir söz

SIZI

  1. [isim] Hafif ve ince ağrı
    • "Eli yarama dokunur dokunmaz bütün sızılarım birden diniverecek." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Ruhsal acı, ıstırap
    • "Depremlerin acısını sızısını belirtmek de adı sanı bilinmez köylü şairlere düşer." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

ZIRH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Savaşlarda ok, kılıç, süngü vb. silahlardan korunmak için giyilen, demir ve tel levhalardan yapılmış giysi
  2. Savaş gemilerinin veya bazı araçların dışına kaplanılan çelik levha

APIŞ

  1. [isim] Butların iç tarafı, iki bacak arası

TANI

  1. [isim] Hastalığın ne olduğunu araştırıp ortaya koyma, tanılama, teşhis

KIĞI

  1. [isim] Kığ

SIVA

  1. [isim] Herhangi bir yapıdaki yüzeyleri düzgünleştirmek için kullanılan, yarı akışkan, kum, kireç, çimento karışımı veya toprak harç
  2. Bir yapının duvarlarına sürülen ince harç tabakası

IĞIL

  1. [isim] Yavaş akan su
    • "Iğılda yüzmek kolaydır."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü