İçinde he olan 7 harfli 51 kelime var. İçerisinde HE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında he olan kelimeler listesine ya da Sonu he ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EH, HE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HELALLİ
-
-
Nikâhlı (eş)
- "Merasim böyle bitince nikâhlım, başındaki örtüyü utanarak usulca kaldırdı zira artık helallimdi." (Refik Halit Karay)
-
Nikâhlı (eş)
- HEMOFİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Kanaması dinmeyen, hemofili hastalığına tutulan (kimse)
-
Kanaması dinmeyen, hemofili hastalığına tutulan (kimse)
- ŞİFAHEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ağızdan, sözle söyleyerek
- "Şifahen bildirmek."
-
[zarf]
Ağızdan, sözle söyleyerek
- BELAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alıklık
- "Faziletle belahat aynı şey sayılıyor." (Peyami Safa)
-
[isim]
Alıklık
- HELİKON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çalgı ağızlığı ve pistonu olan, boyundan geçirilerek tutulan, çember biçimli, üflemeli bakır çalgı
-
[isim]
Çalgı ağızlığı ve pistonu olan, boyundan geçirilerek tutulan, çember biçimli, üflemeli bakır çalgı
- HEYELAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toprak kayması
- "Bizi belimize kadar gömen heyelanın altından başlarımızı güç doğrultmuştuk." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Toprak kayması
- ŞAHESER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kendi türünde mükemmel olan, üstün ve kalıcı nitelikte eser, başyapıt, başeser
- "Herkes, mektep müdürü dâhil, bu resmin bir şaheser olduğuna kaniydi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şu millî savaş içinde köy kadını başlı başına bir tarih, bir şaheser yaratıyor." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Değeri üstün olan, üstün nitelikli
-
[isim]
Kendi türünde mükemmel olan, üstün ve kalıcı nitelikte eser, başyapıt, başeser
- HELEZON
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kıvrımlı, yılankavi biçim, helis
- "Bir toz kasırgası yerden yelpaze biçimi havalandı, iç içe bir sürü helezonlar çizerek yükseldi." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Kıvrımlı, yılankavi biçim, helis
- HELMELİ
-
-
[sıfat]
Helme durumunda olan (yemek)
-
[sıfat]
Helme durumunda olan (yemek)
- HEZİMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yenilgi
-
[isim]
Yenilgi
- KOHENİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gök taşlarında bulunan demir, nikel ve kobalt karbür
-
[isim]
Gök taşlarında bulunan demir, nikel ve kobalt karbür
- HELVACI
-
-
[isim]
Helva yapan veya satan kimse
-
[isim]
Helva yapan veya satan kimse
- NEKAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hastalık sonrası, sağlıklı duruma geçme dönemi
- "His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Hastalık sonrası, sağlıklı duruma geçme dönemi
- ŞÜPHECİ
-
-
[sıfat]
Kuşkucu
- "O devrin son derece şüpheci atmosferi içinde hayatından korkarak kaçmıştı." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Kuşkucu
- BEDAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Besbelli, apaçık olma durumu
-
Bir konuda hazırlıksız konuşabilme yeteneği
-
[isim]
Besbelli, apaçık olma durumu
- HELECAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalp çarpıntısı, çırpıntı
- "Kalbim yalnız bu iki duygunun helecanıyla çarpıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kalp çarpıntısı, çırpıntı
- HESAPÇI
-
-
[sıfat]
Hesabını iyi bilen, tutumlu
-
Çıkarını kollayan, davranışlarını buna göre düzenleyen (kimse)
- "İşi tıkırında insanlar her zaman uyumlu, aynı zamanda da hesapçı kişilerdir." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Hesabını iyi bilen, tutumlu
- HEZAREN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Saray çiçeği (Delphinium)
-
[isim]
Saray çiçeği (Delphinium)
- HEZEYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saçmalama
- "Hiddetlenince hezeyana başladı."
- "A, uzun ettin ama; iki satır yazı istedik, bir çuval hezeyan ettin." (Memduh Şevket Esendal)
-
Sayıklama
- "Ne ise zavallı kız canını kurtarmış fakat aylarca hezeyan içinde yaşamıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Sabuklanma
-
[isim]
Saçmalama
- MUAHEZE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kınama, paylama, ayıplama
-
Eleştiri
-
[isim]
Kınama, paylama, ayıplama