İçinde har olan 5 harfli 20 kelime var. İçerisinde HAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında har olan kelimeler listesine ya da Sonu har ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A H R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

HAR

2 Harfli Kelimeler

AH, AR, HA, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HARBİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ateşli silahların içini temizlemekte kullanılan çubuk, harbe
    • "Haydi biraz harbi bas bakalım." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [sıfat] Doğru, hilesiz, temiz, mert
    • "Camiada onu pek ciddiye almazlar ama ben severim, harbi kızdır." (Ahmet Ümit)

HARIL
...
HARIM

  1. [isim] Sebze ve meyve bahçesi
  2. Tarla ve bahçe çevresindeki çit
    • "Tarlasına harım çevirmek için dün Matarlı tepelerinde kestiği pırnal fidanı dalları harman yerinde koca bir yığın hâlinde durmakta idi." (Nabizade Nazım)

HARAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Din kurallarına aykırı olan, dinî bakımdan yasak olan, helal karşıtı
    • "Uyku bana haram oldu."
  2. Yasak

HARİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Açgözlü

HAREM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm, selamlık karşıtı
    • "Harem, ihtiyar hatunların bembeyaz patiska sedirli küçük köşe odalarında kalmıştı." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bu bölümde oturan kadınların hepsi
  3. Karı, eş
    • "... gelen doktormuş, bizim doktor Hüsnü Bey... Haremim hastalanmış da." (Refik Halit Karay)

CİHAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tavla oyununda dört sayısı

HARİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Girilmesi yabancıya yasak olan, kutsal tutulan, korunulan yer

HARAÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para
  2. Osmanlı Devleti'nde Müslüman olmayanların devlete ödemekle yükümlü oldukları vergi
  3. Osmanlı Türklerinde genellikle toprak sahiplerinden devletçe alınan vergi

HARBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kısa mızrak
  2. Harbi

BAHAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İlkbahar
    • "Biz çiçeği bahardan bahara görürüz." (Tarık Buğra)
  2. Bu mevsimde ağaçlarda açan çiçekler ve yapraklar
  3. Gençlik dönemi

HARAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bayındırlığı kalmamış, yıkılacak duruma gelmiş, yıkkın, viran
    • "Duvarları yıkılmış, çatıları yanmış, harap bir köyün hizasına gelince yaver atından atladı." (Ömer Seyfettin)
    • "Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir." (Atatürk)
    • "Ona zamanın harap edemeyeceği bir abide yapmak istedi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Parkın eski güzelliği kalmadı, ne kadar harap oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Bitkin, yorgun, perişan
    • "Kiraz yemekten insanlar harap, perişan olurdu." (Refik Halit Karay)
  3. Çok sarhoş

HARİÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dış, dışarı
    • "Hemen on dakika yürüyünce kasaba haricine çıkılır." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Yabancı ülke, dışarı
    • "On yıl hariçte kalmış."
  3. [zarf] Dışta kalmak üzere, dışında sayılmak üzere, müstesna
    • "Dişçi koltuğu hariç, kim bir koltuğa oturursa kendini bir şey zanneder." (Burhan Felek)

HARAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çoğu kıldan dokunmuş, büyük çuval
    • "Yedi harar malı bir seferde kamyona yükledi." (Sait Faik Abasıyanık)

HARTA

  1. [isim] "Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak" anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz

HARİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İpek

BUHAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Isı etkisiyle sıvıların ve bazı katıların dönüştükleri gaz durumu
    • "Bu bombardımanda ne yeni silahların çelik sesini işittik ne de buharı andıran dumanla karışık şimşeği gözlerimizi kamaştırdı." (Refik Halit Karay)
    • "Sanki buhar olup göğe çekilmişlerdi." (Samiha Ayverdi)

HARIN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir şeyden huylanıp yürümeyen, geri geri giden (hayvan)
  2. Hain, huysuz
  3. Obur

HARLI

  1. [sıfat] Kuvvetli, harıl harıl yanan
    • "Cezveyi ateşin harlı tarafına sürmez." (Refik Halit Karay)

İZHAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Belirtme, gösterme, açığa vurma
    • "Ayrılırken tekrar görüşmek arzusunu kuvvetle izhar ettiler." (Peyami Safa)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü