İçinde h olan 6 harfli 548 kelime var. İçerisinde H harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında h harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu h harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MAHSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş
-
[sıfat]
Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş
- BAHTLI
-
-
[sıfat]
Bahtı iyi olan, mutlu, talihli, kara bahtlı karşıtı
- "Böyle bir evlada sahip olduğun için çok bahtlı bir kadınsın." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Bahtı iyi olan, mutlu, talihli, kara bahtlı karşıtı
- GÜMRAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Aşırı derecede büyümüş olan (bitki)
- "Uzun zamandır ıssız, bakımsız kaldığı için o gümrah yeşillikler bölgesinde yılanlar türediği biliniyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Deli dolu akan (su)
-
Gür, yüksek, kuvvetli (ses)
-
Uzun, sık ve dalgalı (saç)
-
[sıfat]
Aşırı derecede büyümüş olan (bitki)
- HOPLAK
- ...
- HENDEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Geçmeye engel olacak biçimde uzunlamasına kazılmış derin çukur
- "Bir hendekten çıkıp öbürüne giriyor, bir çukurdan kurtulup bir başkasına dalıyordu." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Geçmeye engel olacak biçimde uzunlamasına kazılmış derin çukur
- HİÇLİK
-
-
[isim]
Hiç olma durumu
- "Hiçlik içerisinde."
-
İnkâr sonucu, gerçekteki özelliklerinin, durumlarının ortadan kaldırılması sonucu bir şeyin var olmayışı, yokluk
- "Yapılmamış olan sanat sosyolojimiz de böylece gün yüzü görmeden hiçliğe karışacak." (Selâhattin Hilav)
-
[isim]
Hiç olma durumu
- HİDRÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir element veya birleşikle hidrojen birleşimi
-
[isim]
Bir element veya birleşikle hidrojen birleşimi
- HÜTHÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çavuş kuşu
-
[isim]
Çavuş kuşu
- MEDDAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taklitler yaparak, hoş hikâye anlatarak halkı eğlendiren sanatçı
- "Ramazan geceleri bu kahveye meddahlar, cura, bağlama gibi meşhur saz çalanlar geliyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Öven, aşırı övgüde bulunan kimse
-
[isim]
Taklitler yaparak, hoş hikâye anlatarak halkı eğlendiren sanatçı
- ARHAVİ
- ...
- HERKÜL
- ...
- RUHSAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İzin, müsaade
-
İzin belgesi, ruhsatname
- "Belediye doktoru tarafından tasdik edilerek gömülmesine ruhsat verilir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
İzin, müsaade
- SAHİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir şey üzerinde mülkiyeti olan kadın
-
[isim]
Herhangi bir şey üzerinde mülkiyeti olan kadın
- TAHLİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kurtarma
-
[isim]
Kurtarma
- LAHANA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Turpgillerden, geniş ve kalınca kat kat yaprakları olan, güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen ve birçok türü olan bitki, kelem (Brassica oleracea)
-
[isim]
Turpgillerden, geniş ve kalınca kat kat yaprakları olan, güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen ve birçok türü olan bitki, kelem (Brassica oleracea)
- MAHZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüksek makamlı bir kimsenin yanı, huzuru
-
Yüksek bir makama sunulmak için yazılan çok imzalı dilekçe
-
Mahkeme sicil defteri
-
[isim]
Yüksek makamlı bir kimsenin yanı, huzuru
- MUHRİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Torpido, top ve denizaltılara karşı silahlarla donatılmış, küçük, hızlı giden savaş gemisi, destroyer
-
[isim]
Torpido, top ve denizaltılara karşı silahlarla donatılmış, küçük, hızlı giden savaş gemisi, destroyer
- AHARCI
- ...
- RAHVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Koşarken bir yandaki iki bacağını aynı anda atan binek hayvanlarının biniciyi sarsmayan koşma biçimi
- "Hecin üstünde kısa rahvan en rahat yürüyüştür." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bu biçimde koşan (binek hayvanı)
-
[zarf]
Binek hayvanı bu biçimde koşarak
-
[isim]
Koşarken bir yandaki iki bacağını aynı anda atan binek hayvanlarının biniciyi sarsmayan koşma biçimi
- TAHKİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soruşturma
- "Bunun böyle olduğunu iyice tahkik için yola çıkmak üzere idim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu meseleyi fakültedeki mütehassıslardan tahkik etmesini rica ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Soruşturma