İçinde fe olan 6 harfli 67 kelime var. İçerisinde FE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fe olan kelimeler listesine ya da Sonu fe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MENFEZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Girecek veya geçecek yer, delik, açma
- "Atılan gülle ve lağımlardan kale duvarlarında geniş menfezler açıldı." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Genellikle banyo ve tuvaletlerde bulunan, panjur gibi açılıp kapanan havalandırma penceresi
-
[isim]
Girecek veya geçecek yer, delik, açma
- HİRFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kunduracılık, duvarcılık, demircilik, marangozluk, dokumacılık vb. küçük el sanatları
-
[isim]
Kunduracılık, duvarcılık, demircilik, marangozluk, dokumacılık vb. küçük el sanatları
- DALFES
-
-
[isim]
Üstünde sarık bulunmayan, sarıksız fes
-
[isim]
Üstünde sarık bulunmayan, sarıksız fes
- TEFECİ
-
-
[isim]
El altından yüksek faizle ödünç para veren kimse, faizci, murabahacı
- "Silah zoruyla elde edemediğini bir tefeci taktiğiyle pişmiş armut gibi gövdeye indirmeyi umuyordu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
El altından yüksek faizle ödünç para veren kimse, faizci, murabahacı
- FEDERE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Bir federasyona bağlı olan
-
[isim]
Bir konfederasyonun üyesi
-
[sıfat]
Bir federasyona bağlı olan
- FENNEN
- ...
- KÖRFEZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Karanın içine sokulmuş deniz parçası
- "Körfezin karşı kıyısında bir kömürcü kayığı demirlemişti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Kuytu, işlek olmayan
- "Orası pek körfez bir yer."
-
[isim]
Karanın içine sokulmuş deniz parçası
- ANOFEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sıtma mikrobunu aşılayan bir tür sivrisinek (Anopheles maculipennis)
- "Fakat anlaşılıyordu ki mikroplu anofel sineğinden, benden olduğu gibi kaçamamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Sıtma mikrobunu aşılayan bir tür sivrisinek (Anopheles maculipennis)
- MİĞFER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Savaşçıların veya itfaiyecilerin başlarına giydikleri demir başlık, tolga
- "Yollar, dereler taş dipleri, koparılmış apoletler, atılmış miğferler, terk edilmiş silahlarla dolu." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Savaşçıların veya itfaiyecilerin başlarına giydikleri demir başlık, tolga
- FEYYAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok verimli, gür
-
[sıfat]
Çok verimli, gür
- SEFERİ
- ...
- FERMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Buyruk, emir
-
Osmanlı İmparatorluğu'nda padişahın verdiği, uyulması gerekli hükümleri taşıyan yazılı buyruk, yarlık
- "Bizde Tanzimat fermanı henüz okunmamıştır." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Buyruk, emir
- FERNEZ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Sünger toplamak için kullanılan makineli dalma aracı
-
[isim]
Sünger toplamak için kullanılan makineli dalma aracı
- FETTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Fitneli, karıştırıcı
-
Gönül ayartıcı, cilveli
- "Bunun için değil mi ki senin kadın tanıdıklarının hepsi fettandırlar." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Fitneli, karıştırıcı
- RÜFEKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arkadaşlar
-
[isim]
Arkadaşlar
- KADİFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış, bu kumaşla kaplanmış
- "Camları kapanmış bir arabanın yumuşak kadife minderleri, o çıplaklığa karşı, zavallı adamı avunduruyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş
- MESAFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ara, aralık, uzaklık
- "Beş kilometrelik mesafede yine konuşmadık." (Refik Halit Karay)
-
İlişkilerde çok içten olmama durumu, resmiyet
-
Uzaklık
-
[isim]
Ara, aralık, uzaklık
- CAFERİ
- ...
- EFELİK
-
-
[isim]
Efe olma durumu
-
Kabadayılık
-
[isim]
Efe olma durumu
- FERAHİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bolluk, genişlik
-
Ucuzluk
-
Polis ve inzibat görevlilerinin boyunlarına taktıkları ayça biçiminde üstü yazılı metal arma
-
II. Mahmut devrinde feslerin tepesine püskülü tutturmak için takılan metal tepelik
-
[isim]
Bolluk, genişlik