İçinde en olan 5 harfli 216 kelime var. İçerisinde EN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında en olan kelimeler listesine ya da Sonu en ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HEZEN
-
-
[isim]
Sopa, değnek, dal
- "Azgın dalgalar saman çöpü gibi dağıtır salın hezenlerini." (Azra Erhat)
-
[isim]
Sopa, değnek, dal
- YAREN
- ...
- BALEN
- ...
- KENET
-
-
[isim]
İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça
- "Bu mevsimde kızlar ikişer, üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça
- SÜVEN
-
-
[isim]
Bozuk ve gevşek arazide veya göçük açmada bağ direklerinin üst ve yanından arazi içine çakılarak sürülen ucu sivri direk veya kama
-
[isim]
Bozuk ve gevşek arazide veya göçük açmada bağ direklerinin üst ve yanından arazi içine çakılarak sürülen ucu sivri direk veya kama
- BÜTEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Olefin grubundan C4H8 formülünde iki hidrokarbonun adı
-
[isim]
Olefin grubundan C4H8 formülünde iki hidrokarbonun adı
- ETENE
-
-
[isim]
Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, döl eşi, meşime, plasenta
-
Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm
-
[isim]
Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, döl eşi, meşime, plasenta
- ÇİMEN
-
-
[isim]
Kendiliğinden yetişmiş çim
- "Baş başa uzandık seninle ıslak / Çimenlerine yaz bahçelerinin." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Kendiliğinden yetişmiş çim
- ENDER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok az, çok seyrek
- "Ender fırsatlarla gittiğim bu salaşın içi bana pek sempatik gelirdi." (Burhan Felek)
-
[zarf]
Çok seyrek olarak, çok seyrek bir biçimde
-
[sıfat]
Çok az, çok seyrek
- BEZEN
-
-
[isim]
Bezek, süs
-
[isim]
Bezek, süs
- YEĞEN
-
-
[isim]
Birine göre, kardeş, amca, hala, dayı veya teyzenin çocuğu
- "Ama yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur." (Tarık Buğra)
-
Tüylü dişi deve ile tek hörgüçlü erkek devenin geriye melezlenmesiyle elde edilen bir deve türü
-
[isim]
Birine göre, kardeş, amca, hala, dayı veya teyzenin çocuğu
- LENTO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyunduruk
-
[isim]
Boyunduruk
- DİKEN
-
-
[isim]
Bazı bitkilerin dal, yaprak, meyve kabuğu vb. bölümlerinde ve bazı hayvanların derisinde bulunan sert, ucu sivri ve batıcı çıkıntılardan her biri
- "Gül dikeni. Kirpinin dikenleri."
- "O bir yıl içinde diken üstünde otururum o evde; düş kuramam, şiir yazamam." (Melih Cevdet Anday)
- "Konuşmaya başladık. Yine kavga ederiz diye diken üstündeyim." (Refik Erduran)
-
Bu çıkıntıları çok olan bitki
-
[isim]
Bazı bitkilerin dal, yaprak, meyve kabuğu vb. bölümlerinde ve bazı hayvanların derisinde bulunan sert, ucu sivri ve batıcı çıkıntılardan her biri
- KETEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ketengillerden, çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı, lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki (Linumusitatissimum)
-
[sıfat]
Bu bitkinin liflerinden yapılmış (dokuma vb.)
- "Saçları, yüzü, bolerosu, keten elbisesi, hepsi vücuduna yapışmış." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Ketengillerden, çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı, lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki (Linumusitatissimum)
- ŞÖLEN
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Ziyafet
- "Sizin şöleniniz, galiba, benimkinden daha masraflı olmuş..." (Refik Halit Karay)
-
Belli bir amaçla düzenlenen eğlence
- "Konuşmanın şurasına burasına espriler serpiştirerek size bir konuşma şöleni çekerdi."
-
Sanat gösterisi
-
Din töreni niteliğinde yemek toplantısı
-
[isim]
Ziyafet
- AYNEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Olduğu gibi, değiştirmeden, aynıyla
- "Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır." (Anayasa)
-
[zarf]
Olduğu gibi, değiştirmeden, aynıyla
- SENCE
-
-
[zarf]
Sana göre, senin düşüncence
-
[zarf]
Sana göre, senin düşüncence
- GEÇEN
-
-
[sıfat]
Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.)
- "Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.)
- CENAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saygı, onur ve büyüklük anlamıyla kullanılan bir söz
- "Prens cenapları için oturacak yer arıyoruz." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Saygı, onur ve büyüklük anlamıyla kullanılan bir söz
- DENET
-
-
[isim]
Denetleme işi, teftiş
-
Laboratuvar işlemi tamamlanmış bir filmin herhangi bir eksiği olup olmadığını anlamak için dağıtımcıya verilmeden önce incelenmesi
-
[isim]
Denetleme işi, teftiş