İçinde em olan 5 harfli 144 kelime var. İçerisinde EM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında em olan kelimeler listesine ya da Sonu em ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NEMLİ
-
-
[sıfat]
Nemi olan, az ıslak, rutubetli, kuru karşıtı
- "Hafif bir rüzgâr dalgası nemli saçlarının arasından geçti." (Peyami Safa)
-
Yaşlı (göz)
-
[sıfat]
Nemi olan, az ıslak, rutubetli, kuru karşıtı
- REMZİ
- ...
- REMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aruz ölçülerinden biri
-
Klasik Türk müziğinde bir usul
-
[isim]
Aruz ölçülerinden biri
- ÇEMİŞ
-
-
[sıfat]
Sıska, zayıf (kimse)
-
Görgüsüz, kaba (kimse)
-
[sıfat]
Sıska, zayıf (kimse)
- DEMRE
- ...
- YEMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ant
- "Kendi kendime yemin ediyorum ki burası hiçbir zaman meskûn değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Her akşam, beş paralık alışveriş etmedim, diye yemini basar." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Ant
- ANEMİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kansızlık
-
[isim]
Kansızlık
- SEMİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Cömert
-
[sıfat]
Cömert
- KIDEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir görevde rütbece eskilik
- "Ali Fuad Bey de parti komitacılığının düşmanı olanlar gibi nizam, kıdem ve kanun adamı kalmıştır." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir görevde geçirilen süre
-
[isim]
Bir görevde rütbece eskilik
- ELEME
-
-
[isim]
Elemek işi, eliminasyon
-
Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı
-
[isim]
Elemek işi, eliminasyon
- KEREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
- "Kerem et aklından çıkarma beni / Ağla, gözyaşını sil melul melul." (Karacaoğlan)
-
Bağış olarak verme, iyilik, cömertlik, eli açıklık, lütuf
- "Bir başka kerem beklemez artık gelecekten." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
- ENLEM
-
-
[isim]
Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi
-
[isim]
Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi
- YEMCİ
-
-
[isim]
Yem satan kimse
-
[isim]
Yem satan kimse
- MEMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölüm
- "Hayat memat meselesi."
-
[isim]
Ölüm
- SEMAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen (söz)
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde iki basit usulden biri
-
Sekizer hece ölçüsüyle yazılmış olan halk şiiri türü
-
[sıfat]
Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen (söz)
- HAREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm, selamlık karşıtı
- "Harem, ihtiyar hatunların bembeyaz patiska sedirli küçük köşe odalarında kalmıştı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bu bölümde oturan kadınların hepsi
-
Karı, eş
- "... gelen doktormuş, bizim doktor Hüsnü Bey... Haremim hastalanmış da." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm, selamlık karşıtı
- DEMET
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam
- "Tel demeti."
-
Bitki veya çiçek destesi
- "Öyle fukara çocuklara rastlıyorduk ki bize demet demet kır çiçekleri hediye ediyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon
-
Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu
-
Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu
-
[isim]
Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam
- ÖDEME
-
-
[isim]
Ödemek işi, tediye
-
[isim]
Ödemek işi, tediye
- EMLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ev, arsa, bahçe vb. taşınamayan mal ve mülklerin ortak adı, taşınmazlar, gayrimenkul
- "Eline geçen serveti emlake yatırıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Ev, arsa, bahçe vb. taşınamayan mal ve mülklerin ortak adı, taşınmazlar, gayrimenkul
- EMRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hastalıklar
-
[isim]
Hastalıklar